Dünyayı yaşanmaz ve tehlikeli bir mekan haline dönüştürmek isteyen şer güçler, ne kadar düşman görünüyor olsalar da onlar hep arka planda ortak hareket ederler. Aslında yaşadığımız gezegen, kötülük yapanlar yüzünden değil de kötülüğe, vahşete tavır koymayanlar, onları durup seyreden ve ses çıkarmayanlar yüzünden her türlü kötülük hayat buluyor.
Dünya kamuoyu gözü önünde kavgaya tutuştuğunu sandığımız emperyalistler, durmadan oyun kuruyorlar. Ukrayna’da Rusya ile arka planda savaşa tutuşan ABD, dünya barışını bozacak birçok planı birden devreye alıyor. ABD, Rusya ile Ukrayna’yı vekalet savaşına tutuşturup, Çin’e operasyon hazırlığı yapıyor. Asya eksenini çökertmeye çalışan ABD’ye dikkat demek kaçınılmaz bir hal almıştır. ABD, İsveç ile Finlandiya’yı da NATO eksenine almak istiyor. Neden istiyor biliyor musunuz? Çin’e arka çıkacak ülkeleri kendi dertleriyle baş başa bırakmak. ABD, dostu post olarak okur. Çıkarı için dost post demez basar geçer. Bu çakma müttefikin dostluğu çökertmeye çalıştığı Çin’in Çin malı gibi. Nerede nasıl kopacağı veya nasıl oyun kuracağı belli olmuyor.
Dünyanın tek sahibi olmayı hedefleyen ABD’nin kurduğu oyunları ve atacağı adımları iyi izlemek lazım. Bu bir teori değil ama ciddi bir ön görüdür. Rusya’yı kabuğuna çekilmeye zorlayan ABD, Suriye’de tehlikeli bir oyun kuruyor. Rusya’nın bölgeden çekilmesini sağlayarak, Müslüman görünen İran ile iş tutuyor. Rusya’nın çekilmesini fırsata çevirmeye çalışan İran, iddiaya göre sivil uçaklarla bölgeye askeri yığınak yapıyor. Türkiye’nin terörist kuluçkası haline dönüşen İsveç ile Finlandiya’ya veto restini, ABD güneyimizde ve doğumuzda İran ile batıda ise, Yunan kozu ile bozmaya çalıştığını görüyor gibiyiz.
Bu sinsi oyunlar karşısında Türkiye ne yapıyor bilmiyoruz ama, bildiğimiz odur ki, Türkiye ya sinema koltuğuna oturur gibi etrafımızda oynanan kirli oyunu muhalefet partileriyle birlikte seyredecek yada ansızın bir askeri operasyon düzenleyecek. Öngörümüz odur ki, Rusya’dan boşalan bölgelere İran ile ABD’nin müttefiki YPG yerleşecek. Burada kuluçkaya yatırılmak istenen terör yuvaları büyümeden Mehmetçiğin yok etmesi en büyük temennimizdir.
Dışarıda ülkemizin bölünmez bütünlüğü üzerine çok güçlü bir oyun kurgulanırken, ABD yoluna taş koyan planlarını bozan her bağımsızlık peşinde koşan ülkenin başına bir vesayetçi bularak onları oyalamayı başarabiliyor. Ülke olarak batımızda, güneyimizde hatta doğumuzda pusuda bekleyenlerin ülkemizi bölmek için nasıl bir oyun kurduklarını görebiliyor muyuz? Bu tehlikelere karşı gardımızı alıp, oyun bozabiliyor muyuz? Bütün mesele burada. Görünen odur ki, siyasilerimiz koltuk ve rejim kavgasındalar. Muhalefet sistem değişikliğinden başka bir proje geliştiremiyor. Hayat Pahalılığı, dış tehdit onları hiç ilgilendirmiyor. Hatta bu ekonomik krizi oy devşiriciliği için fırsata çevirmenin derdindeler. Muhalefetin proje geliştirememe, birlik ve beraberlik beceriksizliği iktidarında işine yarıyor. Oysa bu ülke hepimizin. Allah korusun, bir işgal olduğunda düşman, bu iktidar, bu muhalif demez. Hepimizi aynı çuvala koyarlar. Onun için gücümüzü hırlaşmak için değil birleşmek için harcamalıyız. Barış içinde köle olmaktansa, tehlike içinde özgür olmayı hedeflememiz ve birlik olmamız artık kaçınılmaz olmuştur.
Bize göre, etrafında olup bitenleri görmeyenler, tedbir alamayanlar, tehlikeye ses çıkarmayan dolayısıyla gürültü yapmayanlar tehlikelidir. Görüyoruz değil mi? Türkiye’yi müşterek tehlike görenler, birbirinin can düşmanı olanlar nasıl bir araya gelip oyun kuruyorlar görüyorsunuz değil mi? Türk’ü hep düşman gören Biden, 48 yıllık senatörlük hayatı boyunca 1972’den 2020’ye kadar Ermenilerin bütün politikalarını desteklemiş, Türkiye aleyhindeki ambargo dahil olmak üzere bütün hinliklerin ve kararların imzacısı aynı zamanda hazırlayanı olmuştur. Unutmamak gerekir ki; boş silahtan değil, kafası boş insandan korkmak gerekir. Çünkü şeytan içi boş silahı değil, şartlandırılmış kafası boş insanı doldurur. Tıpkı Biden’ın 1972’den 2020’ye kadar bitmeyen Türk düşmanlığı gibi.
Eğer Türkiye terör yuvası İsveç ile Finlandiya’ya karşı veto kartını kullanırsa, bu ezeli düşman savaş için bize karşı iki veya üç cephe açacak demektir. Hani meşhur bir ata sözümüz var ya “Bostana dadanan eşeğin kuyruğu, kulağı kısa olur” diye!. ABD’nin özgürlük, kurtarıcı rolü de bostana dadanan eşek misalidir.
Dünyayı kendisine köleleştirme gayretinde olan ABD, başka ülkelerin bahçesine, bostanına veya mülkünün içerisine giren eşek atasözü gibi dünyayı yaşanmaz hale getiriyor. Bostanına giren eşeği yakalayan mal sahibi nasıl ki eşeğin kulağını, kuyruğunu kesiyorsa aynı şekilde yakayı ele veren hırsıza da her seferinde bir ceza verir. Bu yüzden hırsızın da fiziki hasarı çok olunca insanlıktan çıkar. Türkiye, ABD’nin her oyunu bozduğu için kuyruğunu kıstırdığı için hasarı büyük.
O yüzden barış dururken, illaki savaş, illaki terörist ile iş tutacağım diyen bir ABD’den dünya barışına ve özgürlüklerine vereceği hiçbir katkı yoktur. Onlar özgürlük diye girdiği her coğrafyayı köleleştirirler. Onun için muhalefetiyle iktidarıyla, aydınıyla bu tehlikeye karşı ayık olmalıyız, ABD’nin oynamak istediği oyunların, zehir saklı şarkıların nakaratları ile senaryosunu iyi okuyup ona göre gardımızı almalıyız. Bilmem meramımızı anlatabildik mi?