ABD’nin Türkiye için terör uyarısının altında yatıyor?

ABD, terör saldırıları ihtimali gerekçesiyle Ankara, İstanbul, Adana ve İzmir’de misyonlarının görevlerini askıya aldı. Hürriyet gazetesi yazarı Fulya Soybaş, Washington yönetiminin aldığı kararı uzmanlara sordu. Uyarının diplomatik teamüllere aykırı olduğunu belirten uzmanlar, Türkiye’nin nota vermesi gerektiğini belirtti. Madalyonun iki yüzü olduğuna dikkat çeken uzmanlar, uyarının perde arkasını anlattı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’da terör saldırıları olabileceğini duyurdu ve Ankara, İstanbul, Adana ve İzmir’de misyonlarının görevlerini geçici olarak askıya aldı. Hürriyet gazetesi yazarı Fulya Soybaş, ABD’nin ‘diplomatik teamüllere aykırı’ olarak nitelendirilen uyarısını uzmanlara sordu. Soybaş’ın, “ABD’nin yaptığı terör uyarısının altında ne var” başlıklı yazısı şöyle:

 ABD Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’daki ABD vatandaşları ile yabancılara yönelik terör saldırıları olabileceğini duyurdu ve hem vatandaşlarını uyardı hem de Ankara, İstanbul, Adana ve İzmir’deki ABD misyonlarının görevlerini geçici olarak askıya aldı. Büyükelçiliğin internet sitesinden yapılan bu açıklama, ‘Diplomatik teamüllere aykırı’ diye nitelendirilirken bu tavrın altında S-400 ve Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmalarda Türkiye’nin tavrının etkili olup olamayacağını uzmanlara sordum.

DİPLOMATİK TEAMÜLLERE AYKIRI

İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim üyesi ve emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu kurumsal kimliğe sahip bir devletin büyükelçisinin Türkiye ile koordine etmeden, istihbarat alışverişi yapmadan, böyle bir uyarı yayınlamasının diplomatik teamüllere aykırı olduğunu söylüyor ve “Üstüne üstlük bunu yapan NATO üyesi ve Türkiye’ye ‘Müttefik’ diyen bir ülke! Türkiye’nin Washington Büyükelçisi’nin ABD makamları ile hiç görüşmeden böyle bir açıklama yaptığını varsayalım. Ne olur? ABD Dışişleri büyükelçimizi çağırır, bilgi talep eder, nota verir, açıklamayı geri çektirirdi herhalde. Diplomatik nezaket-olgunluk-teamüllerden uzak bu hareketi Türkiye’nin derhal, şiddetle kınaması gerekir. Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir açıklama yaptı ancak bu yeterli değil. ABD Büyükelçisi çağırılmalı, bilgi talep edilmelidir. Zira, bir büyükelçi Türkiye’nin kendi topraklarından, dünyaya, ‘Türkiye’nin güvenli olmadığı’ mesajını vermiş, Türkiye’de yaşayan yerli-yabancı herkesi, gelen ya da gelebilecek olan turistleri bir telaşa sevk etmiştir. Bu kabul edilebilir bir tutum değildir” diyor

.S-400’LERDEN KAYNAKLI OLABİLİR

ABD’nin olası terör açıklamasının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’dan alınan S-400 füzelerinin test edildiğini doğrulaması ve Pentagon’un bu denemeyi ‘En güçlü şekilde kınıyoruz’ açıklamasının hemen ardından geldiğini hatırlatan Dr. Babüroğlu ‘Tesadüf mü?’ diye soruyor ve şöyle devam ediyor: “ABD, bunun ağır yaptırımları olacağını dile getirmiş, bir anlamda Türkiye’yi tehdit etmişti. Paralelinde İstanbul’da olası bir terör saldırısı ihtimali konuşulmaya başlandı. Madem İstanbul için tehdit var neden diğer illerdeki konsoloslukların da faaliyetleri durduruldu? Bu konu bana göre tamamen S-400’ler ve bir tık ötesinde Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaş ve Türkiye’nin takındığı tutum ile alakalı. Diplomatik nezaketten uzak bu tavır ‘Türkiye’nin karşısındayım’ demektir.

GÖZDAĞI VERMEK Mİ İSTİYORLAR

Eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı ve emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, ABD’nin zaman zaman kendi vatandaşlarını uyarmak adına bu tür açıklamalar yaptığını hatırlatıyor ve “Bugüne kadar ABD’nin bu tarz açıklamaları hiçbir sorun teşkil etmemişti ancak bu istihbaratın Türk makamları ile paylaşılmadan direkt kamuoyu ile paylaşılması konusu sıkıntılı” diyor. Vizelerin ve diğer elçiliklerin faaliyetlerinin durdurulması konusuna gelince… Emekli Korgeneral Pekin bu durumun okumasını bakın nasıl yapıyor: “Şimdiye kadar böyle bir tavır hiç takınılmamıştı. Güvenlik nedeniyle deniliyor… Ne yani Türkiye’den Amerika’ya uzanacak bir terör saldırısı mı bekleniyor? Bu anormal bir durum.”

AZERBAYCAN ERMENİSTAN ETKİSİ

ABD Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada sadece Türkiye değil başka bir yerde de benzer saldırıların olabileceğine atıf yapıldığına da dikkat çeken emekli Korgeneral Pekin “ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, olası terör saldırısı açıklaması yapılmadan 24 saat önce, Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları ile ‘Dağlık Karabağ’ konusunda ayrı ayrı görüştü. Bunu bir cebinize koyun. Diğer cebinize de Türkiye’nin S-400’leri test etmesi ve sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı o sert ‘ABD’nin yaklaşımı bizi bağlamaz. Bunu kalkıp ABD’ye soracak değiliz’ açıklamasını koyun. Tüm bunlara bakınca sanki Türkiye’ye bir mesaj, bir gözdağı verilmeye çalışılıyor gibi” diyor.

ABD’YE NOTA VERİLMELİ

Emekli Korgenaral Pekin’e ‘Türkiye’nin tepkisi ne olmalı?’ diye soruyorum. Cevabı net: “Büyükelçi Dışişleri Bakanlığı’na çağırılıp ikaz edilebilir. Zira siz böyle bir istihbarat aldıysanız bunu önce bizim istihbarat teşkilatımız ile paylaşmalıydınız. Bu yapılan ‘Türkiye’yi güvensiz’ ya da ‘Terör ihraç eden bir ülke’ gibi göstermektir ki bu âdet haline gelmemelidir. O nedenle acil ve çok ciddi bir tepki belki de büyükelçi aracılığı ile ABD’ye nota verilmeli.”

MADALYONUN İKİ YÜZÜ VAR

İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi emeritüs Prof. Dr. İlter Turan, geçmişte de mücbir sebeplerden dolayı ABD’nin vize işlemlerini kısa süreliğine durdurduğunu hatırlatarak, şöyle devam ediyor: “Böyle bir tehdit var ise vize işlemlerinin durdurulması anlaşılabilir ancak ‘Üslubu nasıl olmalıydı?’ Bu değerlendirmeye açık bir konu. Bu duyuruda kasıt var mı? Ya da belki de abartılmayacak bir ihtimalin Amerikan seçimlerini etkilemek için ciddi bir tehlikeymiş gibi lanse edilmesi mi söz konusu? Bunlar daha çok istihbaratçıların cevaplayabileceği sorular. Amerikalıların bu istihbaratı Türkiye ile paylaştıklarını kuvvetle tahmin ederim. Ayrıca, Türk hükümetini önceden bilgilendirip ‘Şu gün böyle bir açıklama yapacağız’ demişlerse bu da diplomatik nezakete uygun düşebilir. Ancak, bizi memnun etmese de vize faaliyetini açıp kapatmak ABD’nin kendi ihtiyarındadır. Madalyonun bir de öteki tarafı var. ABD’nin, zımnen (resmen zaten olmaz) onaylarını almak maksadıyla, Türk otoritelerini haberdar etmiş olduklarını varsayalım. Türk yetkililer ‘Bu uyarıyı yapmayın’ deseler, buna karşılık ABD’li yetkililer ‘Mecburiyetindeyiz’ deseler ve de uyarımıza rağmen dediklerini yapmış olsalar, sonuç daha karmaşık ve sıkıntılı olmaz mıydı?”

KAYNAK: Hürriyet

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekonet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Tüketiciyi aldatanlara 11 ayda 223,9 milyon lira ceza kesildi!

Reklam Kurulu’nun kasım ayı toplantısında kasım indirimleri ile ilgili yapılan uygunsuzluklarla ilgili 151 dosyaya 19 …

Bir yanıt yazın