Ali Babacan, konuşmasında Kürt meselesine değindi. Sorunun çözümü için herkesle görüşülebileceğini belirten Babacan, Meclis’te Kürtçe’nin bilinmeyen dil olarak tanımlanmasına tepki gösterdi.
“VATANDAŞLARIN TÜM HAKLARINI TANIYACAĞIZ”
Meseleyi çözüme ulaştıracaklarını; vatandaşların tüm haklarını koşulsuz, şartsız, pazarlıksız tanıyacaklarını söyleyen Babacan, sözlerine şöyle devam etti: “Kürt meselesinin çözümünün meşru, demokratik siyasetten geçtiğini gayet iyi biliyoruz. Çözümü Meclis olarak gösterenler de var. Olabilir ama keşke Meclis çalışsa. Bugünkü Meclis’ten neyi çözmesini bekleyeceksiniz? Temsil gücü çok yüksek bir Meclis çözümlerin iyi bir adresi olacaktır. Bir mesele var ise ilgili herkesle görüşülmesi gerektiğini ve görüşüleceğini de herkesin bilmesi lazım.
“SORUNLARI KONUŞARAK ÇÖZECEĞİZ”
Onunla konuşma, bununla konuşma, onu dinleme, bunu tanıma… Böyle olmaz. Sorunlarımızı konuşa konuşa çözeceğiz. Bu mesele, herkesi ilgilendiren bir meseledir. Kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye geçit vermeyeceğiz. Devleti sorunun bir parçası olmaktan çıkarıp, çözümün bir parçası haline getireceğiz.
“MECLİS’TE 4 DİL VAR AMA KÜRTÇE YOK”
Anlık çeviri hizmetleriyle ilgili TBMM’de bir çalışma var. Dört dil var. İngilizce, Arapça, Rusça ve Fransızca. Bir eksik var: Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil, Kürtçe yok. Diyebilirler ki; ‘Kürtçe yabancı dil değil, bu toprakların dili’. Böyle diyorlarsa eyvallah. Ama o zaman Meclis kürsüsünde ya da Meclis’te sandalyede oturan milletvekillerinden Kürtçe konuşan arkadaşlarımız olduğu zaman tutanaklara niçin ‘bilinmeyen dil’ yazıyorsunuz?
“ADINI KOYUN, ŞU DİLİ TANIYIN”
Eğer ‘bilinmeyen dil’ ise hiç olmazsa bir tercümesini yapıverin de insanlar ne olduğunu anlasınlar. Kürtçe milyonlarca Kürt’ün dilidir. Adını koyun artık. Şu dili bir tanıyın. Bu ırkçı, ayrımcı zihniyetin mutlaka değişmesi gerekli.”