Türkiye’yi sahada yenemeyen terörist sever bazı ülkeler ikide bir ekonomik saldırılarla yerli işbirlikçileri sayesinde ülkemizde vurgun üstüne vurgun yapıyorlar. Bu vurgunların birçok gerekçesi var ama en önemli iki neden birincisi Türkiye’nin demokrasisi, ikincisi ise, gelişmekte olan ekonomisi aynı zamanda yanlış borçlanma politikalarıdır.
Trilyonlarca doları elinde bulunduran uluslararası ekonomik tetikçiler, için yüksek faiz alarak kaynaklarını sömürecekleri güvenli ülkeler gerekiyor. Onlar için en güçlü ülke tabi ki Türkiye’dir. Ekonomik tetikçilerin demokrasisi ve ekonomik yapısı bozuk olan ülkelerle işleri olmaz. Düşün bu ekonomik tetikçiler, demokrasisi gelişmeyen Afrika gibi ülkelerinde ne işi olabilir. Onlar her şeyden çok sevdikleri paracıklarını riske etmezler. Bu ekonomik tetikçiler, sistemlerini sömürge üzerine kurguladıkları için kendilerini riske etmek yerine, uluslararası sözleşmelerle her yerini bağladıkları, sen demokratiksin, sen sanayileşmeye açık bir ülkesin diye sırtını sıvazladıkları, ama sanayileşmesine ve bağımsız olmasına asla izin vermedikleri, her defasında gezi veya darbe olaylarıyla ikide bir yokladıkları Türkiye, Brezilya ve Arjantin gibi güvenli ülkeler gerekiyor.
Bu ülkelerde onların parası batmaz. Çünkü bunlar geliştirdikleri sistem sayesinde istedikleri zaman manipülasyon yapabiliyorlar. Bu ekonomik tetikçiler, 200 yıldır yaptıkları çalışmalarla içeride yetiştirdikleri sistem ve satılık beyinlerle istedikleri ülke liderlerine istedikleri algı operasyonlarını çekebiliyorlar. İşte Türkiye’ye ikide bir saldıran ekonomik tetikçilerin başlıca sebeplerinden biri de budur.
Bu ekonomik tetikçiler, sömürmek istedikleri gelişmekte olan ülkelerin asla sanayisinin, tarım dışı bir zenginlik kaynağına ulaşmasını istemezler. Onlar için iç borçlanma açık ve kırılgan bir ekonomik sistem vaz geçilmez lokmadır. Bunlar için ikide bir enflasyon, kur, faiz maniplasyon en büyük silahtır. Bu ekonomik tetikçiler maniple edebilecek ekonomilere istedikleri zaman istedikleri ülkelerin birikimlerine de çökebiliyorlar.
Bildiğiniz gibi bu ekonomik tetikçiler eskiden Türkiye’ye askerler üzerinden çökerlerdi. Türkiye Cumhuriyeti devleti üst aklı bu açığı fark edip gedikleri kapatınca ekonomik tetikçiler adeta kudurmaya başladılar. FETÖ darbe girişimiyle Türkiye’de 2016’da asker eliyle bir şeyleri değiştiremeyeceklerini anlayan ekonomik tetikçiler, 2018’den beri defalarca kur ve faiz üzerinden saldırıya geçtiler. Türkiye’yi IMF’ye mahkum etmek için kur üzerinden saldıran bu ekonomik tetikçiler, Türkiye’nin kredi bulmasını zorlaştırarak faizleri yükseltmeyi amaçladılar. Swap üzerinden yüklendiler. Nitekim bu ekonomik saldırıları Trump bile itiraf etti.
Türkiye defalarca bu saldırıları püskürttü. Ama sözün kısası ben bu ekonomik tetikçilere kızmıyorum. Onlar kendi menfaatlerini sürdürmeyi amaçlıyor. Haklılar da. Çünkü adamların işi bu. Yani sömürmek. Türkiye, borçlanma ekonomisinden hızla kaçmalıdır. Kredi kartlarına, uluslararası serbest para dolaşımlarına kesinlikle kapalı bir kutu olmalıdır. Bu yapılmadığı sürece biz bu ekonomik tetikçilerin saldırılarına daha çok maruz kalırız.
Çünkü bu milleti, “ben siftah yaptım yan komşundan alışverişini yap” anlayışını körelterek kültürel erozyona uğrattılar. Daha çok kazanma, helaldan kaçma harama sarılma anlayışını aşıladılar. Düşün bu ülkede yaşayan, bu ülkede en iyi nimetlere kavuşan, siyasetçi, iş adamı, yazar-çizer, ekonomist yorumcusu vesaire sıfatlara sahip uluslarası şebekenin ekonomik tetikçiliğini yapanlarda ne hayır beklenir. Geçici ve bireysel çıkarlar uğruna aklını ve vicdanını ekonomik tetikçilere satanlara ve satılmışlara yazıklar olsun.
Dolar 10 TL. olacak, kriz çıkacak algısını oluşturarak piyasayı bozanlara, yurt dışına para çıkaranlara en ağır cezai müeyyideler uygulanmadıkça, maniple ile vurgun yapanların ipleri çekilmedikçe aynı zamanda hükümet borçlandırma politikalarından vaz geçmediği sürece biz bu ekonomik tetikçilerin daha saldırılara çok maruz kalırız. Suç ve suçluyu dışarda değil kedimizde, ekonomik politikalarımızda aramalı, ekonomik açıklarımızı tetikçilere ve onların işbirlikçilerine kapatmalıyız. Yoksa bu saldırlar ilk ne de son olur. Bizden söylenmesi.