“Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz. Hele hele emperyal heveslerimiz hiç yoktur” diyen Erdoğan, Hafter ve Esad için sert mesajlar verdi. Moskova’daki ateşkes görüşmelerini terk eden Hafter üzerinden Putin’e seslenen Erdoğan “Önce evet dedi sonra Moskova’yı terk etti, kaçtı. Bundan sonrası sayın Putin ve onun ekibine ait. Biz sözmüzün arkasında durduk, ama darbeci Hafter masayı terk etti” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Dış politikaya yönelik eleştiriler için Erdoğan “Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de macera peşinde değiliz. Hele hele emperyal heveslerimiz hiç yoktur. Bizim tek amacımız, kendimizin ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini korumaktır” ifadelerini kullandı.
Moskava’da kurulan ateşkes masasından kalkan Hafter için sert ifadeler kullanan Erdoğan “Önümüzdeki günlerde darbeci Hafter ile ülkenin meşru yönetimi arasında yapılacak tercihleri dikkatle takip edeceğiz. Ülkenin meşru yönetimine ve Libya’daki kardeşlerimize saldırılarını sürdürmesi halinde, darbeci Hafter’e hak ettiği dersi vermekten de asla geri durmayacağız. Biz söylediğimiz sözün arkasında durduk. Ama ne yazık ki darbeci Hafter, aynen darbeciliğinde olduğu gibi, masada bir yalan darbesi yaparak Moskova’yı terk etti. Trablus Hükümeti son derece yapıcı ve uzlaşmacı bir tavır sergiledi. Darbeci Hafter, ateşkesi imzalamaya yanaşmadı. Önce bekledi sonra Moskova’yı terk etti, kaçtı” diye konuştu.
İdlib’deki ateşkes süreci için de Erdoğan “Gerekirse Suriye rejimin ateşkesi bozma girişimlerini bizzat önlemekte kararlıyız” dedi. Deniz Baykal’a da teşekkür eden Erdoğan “Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a Libya konusunda gösterdiği devlet adamlığı tavrı için teşekkür ederim” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
“Suriye, Libya, Akdeniz’de macera peşinde değiliz. Hele hele emperyal heveslerimiz hiç yoktur. Gözümüz petrol ve para hırsıyla kör olmuş da değildir. Tek amacımız kendimizin ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini korumaktır.
BAYKAL İLE BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR
İzlediğimiz politikaya destek veren Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a da Libya konusundaki tavrı dolayısıyla teşekkür ediyorum. Barış Pınarı harekat bölgesinde terör örgütü küçük çaplı saldırılarını halen sürdürüyor. Biz ahdimize bağlıyız. Şu anda bize verilen sözlerle sahadaki durum arasında büyük farklılıklar bulunuyor. Gerekirse harekatlar kaldığı yerden sürer.
Rejimin saldırılarından kaçan 400 bin İdlibli Türkiye’ye doğru harekete geçti. Dünyaya sesleniyorum, bu mazlumların ne zaman yanında yer alacaksınız. BM ne zaman görev bilinciyle adım atacak? Söylememize rağmen atılan bir adım yok.
“GEREKİRSE BİZZAT ÖNLERİZ”
Geçtiğimiz günlerde Rus muhataplarımızla görüşmelerimiz neticesinde İdlib’de yeni bir ateşkes ilanında başarılı olduk. Bundan önceki ateşkesleri bozan hep rejimdi. Bu defa durum farklı. Siyasi sürecin ilerlemesini engellemeye çalışan rejimi kan döken eylemlerinden vazgeçirmek herkesin sorumluluğu. Gerekirse rejimin ateşkesi bozma girişimlerini bizzat önlemekte kararlıyız.
Libya harita üzerinde uzak gözükebilir ama bizim için uzak bir yer değildir. Osmanlı’nın önemli bir parçası olmuştur. Libya ile derin tarihi ve sosyal bağlarımız vardır. Kimse bizden ülkemizden yardım isteyen Libyalı kardeşlerimize sırtımızı dönmemizi bekleyemez. Bu ülkede darbeci Hafter’e tabi olmayan kardeşlerimiz var. Hafter onları yok etmek istiyor. Hafter’in etnik temizliğe tabi tuttuğu Osmanlı bakiyesi Köroğlu Türkleri de var. Hafter onları da yok etmenin peşinde.
“BUNLAR SİYASET CAHİLİ…”
Libya’daki ecdad torunlarına sahip çıkmak görevimiz. Amacımız Libya’daki tüm kardeşlerimize karşı sorumluluklarımızın farkındayız. Bizim de zor günlerde onların yanında olmamız gerekiyor. Bu ülkedeki Türk varlığından habersiz olanları gördükçe milletimiz adına üzülüyoruz.
Libya’da ne işimiz var’ diyenler, siyasetin cahilidir. Bunlar aynı zamanda tarih cahilidir. Türkiye müdahale etmeseydi, bugün darbeci Hafter tüm ülkeyi ele geçirmiş, Libya halkının tamamı zulmün pençesine düşmüş olacaktı. Libya nerede diye sorsan gösteremez.
“ÖNCE EVET DEDİ SONRA KAÇTI”
Türkiye ve Rusya olarak başlattığımız inisiyatifle epey gayret gösterdik. Dün Moskova’da yapılan görüşmelerde Trablus Hükümeti yapıcı tavır gösterdi. Buna rağmen darbeci Hafter ateşkesi imzalamaya yanaşmadı. Önce evet dedi sonra Moskova’yı terk etti, kaçtı. Bundan sonrası sayın Putin ve onun ekibine ait. Biz sözümüzün arkasında durduk, ama darbeci Hafter masayı terk etti. Sürdüğü şartlar gerçek yüzünü gösteriyor. Ateşkesi reddetmesi bizi hiç şaşırtmadı.
Pazar günü Berlin’de yapılacak zirvede bu meseleyi liderler düzeyinde değerlendireceğiz. Bu toplantıya ABD başta olmak üzere başka ülkelerden de alt düzeyde katılım olacak. Biz Tunus ve Katar’ın da masada olması gerektiğini ilgili taraflara bildirdik ama istediğimiz neticeyi alamadık. Saldırılarını sürdürmesi halinde Hafter’e gerekli dersi vermekten geri durmayacağız.
“KANAL İSTANBUL’U YAPMAKTA GEÇ BİLE KALDIK”
Montrö Sözleşmesine göre gemi trafiğini engelleme hakkımız bulunmuyor. Şehrin iki yakasındaki deniz trafiğini engellemek de mümkün değil. Ülkemizi Boğaz’daki bu tehlikeli sorunla baş başa bırakamayacağımıza göre alternatif üretmeliyiz. 2011 yılında milletimize sözünü verdik. 2023 hedeflerimizden biri olan Kanal İstanbul’u yapmakta geç bile kaldık. Projenin finansmanında ve inşasında herhangi bir sıkıntı ve sorun yaşamayacağımıza inanıyoruz. Öyle zincirleme yapmakla falan bu projeyi engelleyemezsiniz.
Eser üretmeye çalışırken parti faaliyetlerini de ihmal etmiyoruz. 82 milyon vatandaşımızın her birine ulaşmamız gerekiyor. Vatandaşlarımıza hedeflerimizi ve icraatlarımızı anlatmadıkça görevimizi yerine getirmiş olmayız. Partimizde hiçbir görev kimsenin tapulu malı değildir. İşinin hakkını veremeyenin yerini bunu yapabilecek olan alır.
KILIÇDAROĞLU’NA DİYARBAKIR ÇAĞRISI
Ana muhalefet bunların ikizi durumundaki partiyle tiyatro izliyorlar. Terörden cezaevinde yatan şahsın eserini birlikte izliyorlar. Hani diyordu ya tiyatro diye siz kendiniz tiyatrosunuz. eğer sıkıyorsa çık Diyarbakır’a git oradaki annelerin gözyaşlarına ortak ol. Onların yavrularını da dirsek temasında yürüdükleri kaçırdı. hadi git Diyarbakır’a. Onların böyle bir derdi sıkıntısı yok.”
ŞEHİT KIZINI KÜRSÜYE DAVET ETTİ
Konuşmasının ardından Erdoğan, Mardin’in Nusaybin ilçesinde şehit düşen Mehmet Şirin Demir’in kızını kürsüye davet etti.
Toplantıya kabul edildiği için teşekkür eden Demir “Babam ve diğer tüm şehit ve gazilerimiz üzerine söylenecek o kadar söz var ki ama burada ne söylersem söyleyeyim kelimeler mahcup, boynu bükük kalacak. Kürt çocukları üzerinden tiyatrolar yapıldı, filmler çevrildi. Ama artık bilmeliler ki o tiyatrolarda perdeler kapandı, filmler vizyona artık girmiyor. Kürt çocukları kendi senaryolarıyla kendi filmlerinin kahramanları oluyorlar.” diye konuştu.
“ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM”
Mardin’de doğup büyümüş bir Kürt kızı olduğunu ifade eden Gülay Demir, 81 ilin toprağının memleketi olduğunu söyledi. Demir, şöyle konuştu:
“Nefes aldığım süre boyunca babamın bana öğretmiş olduğu bütün ilkeleri uygulayacağıma söz veriyorum. Ben babamdan birçok şey öğrendim. Yaram var ama elhamdülillah yarama yarenlik edenler de var. Teşekkür etmeyi, affetmeyi öğrendim. Gücü kendinden almayı öğrendim. Bir insanın kalbini kırmanın da bir insanın canını almak kadar günah olduğunu ben yine babamdan öğrendim. Ben bugün buradan bütün cesur şehit çocuklarına, babalarının ardından ayakta durmayı başarabilen yiğit kızlara selamlarımı gönderiyorum. Mazlumlar için inşirah var, zalimler için yaşasın cehennem.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Zalimler için yaşasın cehennem diyerek yolumuza gayretle devam edeceğiz. Bu güzel çiçeği de aynı şekilde saklamaya devam edeceğim.” dedi.
Göz Atmak İster misiniz?
Tüketiciyi aldatanlara 11 ayda 223,9 milyon lira ceza kesildi!
Reklam Kurulu’nun kasım ayı toplantısında kasım indirimleri ile ilgili yapılan uygunsuzluklarla ilgili 151 dosyaya 19 …