İnce: Parayı çalmayacağız, milletimize vereceğiz

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 103. Mitingi için bugün Tekirdağ’ın ilçesi Çorlu’daydı. Burada halka seslenen İnce, “Yaşlılık yardımı, eğitim yardımı, muhtaç asker ailesine yardım gibi bu tür yardımları alan gariban yurttaşlarımıza bunların hepsine hemen zam yapacağız” dedi.

-Ben tasarım diyorum, marka diyorum, teknoloji diyorum, aş, iş diyorum. Arkadaş da geliyor meydanlara, ‘kek’ diyor.
-Neredeyse diyecek ki gelme bizim camiye… Ya böyle bir şey olur mu? Sen nasıl Müslümansın?
– Bu benim vitaminim. Bundan büyük vitamin olur mu? Bu mektubu bu gram altınla birlikte Çankaya Köşkü’nün müzesine koyacağım bunu.
– Ey benim Ak Partili kardeşim! Bak önünde iki seçenek var. Bir; saraylı Erdoğan. İki; milletin evladı Muharrem.
– Nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağım? Ayırmayacağım. Kayırmayacağım. Savurmayacağım.
-Projem 3B. Bir; hemen barışacağız. İki; büyüyeceğiz. Ekonomik olarak büyüyeceğiz. Gençlerimiz geleceğe güvenle bakacak. Üç; adil bölüşeceğiz.
-Passolig uygulaması niye geldi? Çünkü protesto etmesinler diye. Passolig uygulamasını hemen kaldıracağız.
– 40 milyar dolar parayı Suriyelilere harcayacağımıza Çorlululara harcayacağız; Lüleburgazlılara, Keşanlılara, Viranşehirlilere harcayacağız.
– Pazar günü Binali Yıldırım ne olacak? Başbakanlık kalkacak değil mi? Ben konuşurken beni kesiyor televizyonlar, Binali Yıldırım’a bağlanıyorlar…
-Seçilir seçilmez Avrupa’daki başkentleri ziyaret edeceğim. Türkiye’nin Avrupa hedefine hızla ulaşması için uğraşacağım hızla.
* Okullar için zorunlu bağış kalkacak. İlkokul birden doktora sınavına kadar hiçbir sınavdan ücret alınmayacak.
-Yaşlılık yardımı, eğitim yardımı, muhtaç asker ailesine yardım gibi bu tür yardımları alan gariban yurttaşlarımıza bunların hepsine hemen zam yapacağız.
– Yalova’da bir milletvekili adayı var. Duydunuz mu marifetlerini? ‘Göçmenler ezik olur’ diyor. Sen kimsin densiz! Sen kimsin? Türkiye’yi kuran Selanikli… Sen kimsin?

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 103. Mitingi için bugün Tekirdağ’ın ilçesi Çorlu’daydı. Burada halka seslenen İnce, “Yaşlılık yardımı, eğitim yardımı, muhtaç asker ailesine yardım gibi bu tür yardımları alan gariban yurttaşlarımıza bunların hepsine hemen zam yapacağız” dedi.

Muharrem İnce’nin konuşması şöyle:

“Çorlu’nun güzel insanları, aydınlık yüzlü insanları, Cumhuriyetçi yurtsever insanları nasılsınız iyi misiniz? Çorlu tamam mı?

Muhteşemsin Çorlu. Bugün 48. Gündeyiz. 103. mitingimiz. Miting programları yapılmıştı. Hepsi il merkezlerindeydi. Tekirdağ’da da yapmıştık. Baktım Çorlu yok dedim. Dediler ki, ‘İl merkezinde yapıyoruz arkadaşlar’. Peki dedim ‘Bütün siyasi partilere baktığımız zaman Çorlulu en ön sıradaki aday kim?’ ‘Emre Köprülü’ dediler. ‘O zaman Çorlu’ya miting koyalım’ dedim. Siyasette beli plastikten değil, omurgalı adamlardan biri benim kardeşim. Onun için dördüncü sırayı istiyorum, beşinci sırayı da istiyorum. Bu sefer çalışacaksınız. Size bir görev: Bunu yapmanızı istiyorum: Herkes Pazar gününe kadar 3 kişiyi ikna edecek. Söz mü Çorlu?

Meydanlarda 48 gündür aş diyorum, iş diyorum. Gelecek diyorum gelecek. Kuantum diyorum. Uzay madenciliği, Ay’dan Mars’tan, maden toplanması diyorum. Meydanlarda önümüzdeki iki üç yıl içinde 16 yeni meslek olacak. Elinizde kullandığınız bilgisayarlar yani telefonlar, 1969’da Amerikalılar Ay’a giderken NASA’nın elindeki bilgisayarların tam 10 katı şu anda. Her 1.5 yılda bir bilgisayarın kapasitesi iki katına çıkıyor.

“BEN TASARIM, TEKNOLOJİ DİYORUM, ARKADAŞ DA GELİYOR KEK DİYOR”
İşte bu değişen dünyada, bölgesel savaşların olduğu dünyada, enerji savaşlarının olduğu bu dünyada, teknolojinin bu kadar hızlı geliştiği bu dünyada, ben tasarım diyorum, marka diyorum, teknoloji diyorum, aş, iş diyorum. Arkadaş da geliyor meydanlara, ‘kek’ diyor.

Türkiye’yi onurlu başı dik bir hukuk devleti yapacağız diyorum, bağımsız bir yargı diyorum, hak, hukuk, adalet diyorum, o da geliyor meydanlara ‘çay, kek, oralet’ diyor.

Dün diyor ki Adana’da, ‘Muharrem İnce’ diyor, ‘Ömer Halisdemir’in mezarına gidip Fatiha okuyamaz’ diyor. Ben de fotoğrafını koydum gittik okuduk. Senin derdin, ne Ömer Halisdemir, Ne Fatiha. Senin derdin Kuran-ı Kerim olsaydı, senin derdin Fatiha olsaydı, derdin ayet, sure olsaydı, bakara makara diyeni tutar kulağından atardın.

“BİR MÜSLÜMAN BAŞKA BİR MÜSLÜMANA BÖYLE KONUŞUR MU?”
Senin derdin bu değil. Senin derdin başka. Bana diyor ki, ‘hayrola’ diyor ‘seçim yaklaştı, camilerde görülüyorsun’ diyor. Ya ben 5 vakit namaz kılan bir adam değilim ama 15 yaşından beri Cuma namazlarına giden birisiyim. Seçim için gitmiyorum ki, hep yaptığım bir iş. Her Cuma yaptığım bir iş 40 senedir. Neredeyse diyecek ki gelme bizim camiye diyecek. Ya böyle bir şey olur mu? Sen nasıl Müslümansın? Bir müslüman başka bir müslümana böyle konuşur mu? Ayıp değil mi, günah değil mi? Konuşmalarına bak. Rahatsız oluyor ya.

Ona Çorlu’dan bir kez daha sesleniyorum. Erdoğan, kimyanın bozulduğunu biliyorum. Moralinin bozuk olduğunu biliyorum. Anketleri gördüğünde canının sıkıldığını biliyorum. Bak kaldı şurada 2-3 gün. Madem sen ustasın, usta adam çıraktan korkar mı? Korkmaz. Erdoğan, gel 81 milyon bizi izlesin. İstediğin kanalda istediğin saatte istediğin gazetecilerle gel benimle ekonomi tartış, gel. Erdoğan, sana sesleniyorum. Yüreğin varsa, bilgin varsa, cesaretin varsa çık karşıma, çık!

“SEN HANGİ İLACI ALIYORSUN DİYE SORUYORLAR. BENİM VİTAMİNİM İŞTE BU”
Bana soruyorlar, Erdoğan 30 miting yaptı. Sen 103 miting yaptın. Nasıl dayanıyorsun, ne kullanıyorsun, hangi ilacı alıyorsun? Şimdi size ilacımı göstereceğim. Çok küçük yaşta bir çocuk yazdığı için, -onun gözleriyle benim gözlerim aynı değil- mecburen yakın gözlüğüyle okuyacağım:

‘Cumhurbaşkanım, ben Deniz Acar. Üçüncü sınıfta okuyorum. Bütün mitinglerinizi izledim. Okulumda yapılan İstiklal Marşı yarışmasını birincilikle kazandım. Oradan kazandığım gram altını, seçim kampanyanıza destek olmak için size hediye ediyorum. Mutlu yarınlar istiyorum. Savaşlar olmasın, insanlar ölmesin, yüzler hep gülsün. Deniz Acar.’

Bu benim vitaminim. Bundan büyük vitamin olur mu? Bu mektubu bu gram altınla birlikte Çankaya Köşkü’nün müzesine koyacağım bunu.

“AK PARTİLİ KARDEŞİM, İKİ SEÇENEĞİN VAR: SARAYLI ERDOĞAN, MİLLETİN EVLADI MUHARREM”
Erdoğan neden bu milletin sorununu çözemez, size onu anlatayım.

2002’de ilk seçildiğimizde Erdoğan henüz milletvekili değildi. O 2003’ün Mart’ında seçildi. Gelir gelmez dedi ki, ‘Milletvekilleri lojmanlarda oturmayacak’ dedi. Halk, ‘Milletvekillerini halkın arasına gönderdi’ dedi. Sonra Keçiören’de bir eve taşındı. Herkes alkışladı. Ama sonra değişti. Sonra Keçiören’deki evden Çankaya Köşkü’nü bile beğenmedi. 1150 odalı saray yaptırdı kendine. O yetmedi, İstanbul’da beş saray tahsis etti kendine. O yetmedi, şimdi Marmaris’te 300 odalı yazlık saray yaptırıyor.

Ey benim Ak Partili kardeşim! Bak önünde iki seçenek var. Bir; saraylı Erdoğan. İki; milletin evladı Muharrem. Allah’ın izini, milletin isteğiyle, Cumhurbaşkanı seçildiğimde o yazlık sarayı kullanmayacağım. Engelli kardeşlerime tahsis edeceğim orayı. Engellilere…

Erdoğan’ın beraber yola çıktığı arkadaşları vardı, dostları vardı, partinin kurucuları vardı, ‘kardeş’ dedikleri vardı. Bugün yanında kimse yok. Kime kardeşim dediyse bugün Erdoğan’ın yanında değil. Yani değişti artık bambaşka biri var. Hatta bir şey daha söyleyim. ‘Rizeliyim’ diyor. Doğru Rizeli. Ama Rize’nin çayını bile beğenmiyor. Siyah çay içmiyor, kilosu 4500 liraya beyaz çay içiyor.

“AYIRMAYACAĞIM, KAYIRMAYACAĞIM, SAVURMAYACAĞIM”
Bu Erdoğan’dan bu millete hayır gelmez. O artık yorgun bir adam. O artık kibirli bir adam. O millete tepeden bakan bir adam. Oysa ben diyorum ki size, Allah’ın izniyle Cumhurbaşkanı olduğumda nasıl biri Cumhurbaşkanı olacağım? Bir; halkını bilen bir Cumhurbaşkanı. İki; hakkını bilen bir Cumhurbaşkanı. Üç; haddini bilen bir Cumhurbaşkanı olacağım. Ama aynı zamanda da haddini bilmeyenlere haddini bildiren bir Cumhurbaşkanı.

Yine nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağım? Ayırmayacağım. Kayırmayacağım. Savurmayacağım. Kimseyi ayırmayacağım. Benim defterimde alevi sünni ayrımı yok. Benim defterimde sağcı solcu ayrımı yok. Başörtülü başı açık ayrımı yok. Türk Kürt ayrımı yok. Ak Partili CHP’li ayrımı yok. 81 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım, hepinizin!

“PROJEM 3B”
Projem 3B. Bir; hemen barışacağız. İki; büyüyeceğiz. Ekonomik olarak büyüyeceğiz. Türkiye’yi bir hukuk devleti yapacağız. Demokrasimiz kökleşecek. O demokrasi ortamında yatırımlar artacak. Bereket fışkıracak topraklarımızdan. Gençlerimiz geleceğe güvenle bakacak. Üç; adil bölüşeceğiz. Yani soğan 5 liraya geçmişse, yiğit muhtaç olmuşsa kuru soğana, burada barış olmaz, kardeşlik olmaz. Biz bu sokaklarda kardeşlik türkülerini hep birlikte söyleyeceğiz.

Sizlere seçildiğimde ilk 100 gün içinde neler yapacağımı anlatacağım.

Dün Hatay’da Antalya’da, bugün Çorlu’da Allah’ın izni, milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı olduğumda, ilk bir haftada başlayıp 100 günde tamamlayacağım işleri söyledim. Yemini ettim, saat tutun, kenara yazın. Bir hafta içinde başlayacağım. Mesela olağanüstü hali 48 saatte kaldıracağım. Hemen.

Merkez Bankası Başkanı parti genel merkezlerinde ağırlanmayacak. Merkez Bankası’nın yönetimi bağımsız olacak. Siyaset bulaşmayacak oraya.

PKK, IŞİD, FETÖ gibi terör örgütleriyle amansız bir mücadele edeceğiz.

Türkiye 2002’de Dünya Kupası’nda üçüncüydü. Sporda bu durumdaydık. Şu anda Dünya Kupası’na katılamıyoruz. Kulüplerin seçimlerine müdahale etti, Futbol Federasyonu’na müdahale etti. Her yere burnunu soktu. Spor da siyasallaştı. Arkadaş her şeyi biliyor ya, size de anlatayım.

“KENDİSİ DOĞUŞTAN DOKTOR, JİNEKOLOG, MÜHENDİS”
Bugün İstanbul’da arkadaşın biri dedi ki bana; ‘Oyumu sana vereceğim.’ ‘Neden’ dedim, ‘Senin mitinginde biri bayıldı’ dedi. ‘Erdoğan’ın mitinginde de biri bayıldı.’ Ben demişim ki; ‘Doktor gönderin’ demişim, Erdoğan demiş ki; ‘kafasına su dökün.’ Her şeyi biliyorsun. Doğuştan doktor, jinekolog, mühendis. Her şeyi biliyor ama diploma yok ne yazık ki.

Yandaş yazarlardan biri dedi ki; ‘Diplomasını FETÖ’cüler çaldı.’ FETÖ’cüler dedi ki; ‘Biz çalmaya gittik ama bulamadık.’

Passolig uygulaması niye geldi? Çünkü protesto etmesinler diye. Passolig uygulamasını hemen kaldıracağız.

Suriye’ye büyükelçi atayacağız. Barışacağız ve Suriyelileri davulla zurnayla memleketlerine göndereceğiz.

“40 MİLYAR DOLARI SURİYELİLER YERİNE ÇORLULARA, LÜLEBURGAZLILARA HARCAYACAĞIZ”
40 milyar dolar parayı Suriyelilere harcayacağımıza Çorlululara harcayacağız; Lüleburgazlılara, Keşanlılara, Viranşehirlilere harcayacağız.

Yargıdaki düzenlemelere hemen başlayacağız. Herkesin saygı duyduğu, güvendiği, inandığı; bağımsız, tarafsız yargı düzeni kuracağız. Hak arama ve özel hayatın gizliliğini güvence altına alacağız. Size söz veriyorum, benim cumhurbaşkanlığımda 100 gün içinde hiç kimsenin telefonu dinlenmeyecek. Söz veriyorum.

Kanun hükmünde kararnamelerle işten atılanlar var. KHK’larla işten atıldığı halde hakkında dava açılmamış olanlar var. Eğer bunlar varsa dava açılmışsa davanın sonucunu bekleyeceğiz. KHK’larla işten atılıp haklarında dava açılmayanları hemen işine döndüreceğiz.

Askeri okullarda FETÖ’cü var diye askeri okulları kapattılar. Peki hakimlerin üçte biri FETÖ’cü çıktı. O zaman hukuk fakültelerini de mi kapatacağız?

100 gün içinde başta Kuleli Askeri Lisesi olmak üzere hepsini açacağım söz.

“BEN Mİ CUMHURBAŞKANI ADAYIYIM, BİNALİ YILDIRIM MI?”
Medyayla ilgili düzenlemeler yapacağız,yasal düzenlemeler. Medya borazan olmayacak. Bakın, dünya Türkiye’deki seçimle ilgileniyor. Büyükelçiler benden randevu istiyor. Dünyada hatırı sayılır 50 ülkenin 50’si de randevu istedi. Hatta şöyle diyorlar. ‘Ezber bozan bir adam var Türkiye’de’ diye yazıyorlar. Övüyorlar. Ama Türkiye’de medya korkudan görmüyor.

Pazar günü Binali Yıldırım ne olacak? Başbakanlık kalkacak değil mi? Ben konuşurken beni kesiyor televizyonlar, Binali Yıldırım’a bağlanıyorlar. Binali Yıldırım Cumhurbaşkanı adayı mı? Hayır. Ben cumhurbaşkanı adayıyım. Benim yayınımı kesip Binali Yıldırım’a bağlanıyorsun Türk medyası, utanmıyor musun bundan?

Şu TRT var ya TRT… TRT’yi adam edeceğiz. Bu TRT borazan. Türkiye Radyo Televizyonu değil, Tayyip Radyo Televizyonu. Benim de borazanım olmayacak. Borazana ihtiyacımız yok. Medyayla ilgili bu düzenlemelerin hepsini yapacağız.

“3600 EK GÖSTERGE VERECEĞİZ”
Kamuda yükselmeyi objektif kriterlere bağlayacağız. Yani birisi müdür kaymakam, genel müdür müsteşar olacağı zaman onun mezhebi, kimliği, cinsiyeti, sağcılığı, solculuğu, başörtülü, başı kapalı asla bakılmayacak. Sadece liyakate bakılacak.

100 gün içinde, öğretmenlere, polislere, hemşirelere ve din görevlilerine 3600 ek göstergeyi vereceğiz.

Ekonomiyi düzenleyen temel kurumların özerkliğini sağlayacağız.

Kamu bankalarını yeniden düzenleyeceğiz. Ziraat Bankası, Halk Bankası Eximbank, Kalkınma Bankası bunları yeniden düzenleyeceğiz. Ziraat Bankası kredilerinin yüzde 80’ini çiftçiye verecek, medya patronlarına değil. Halk Bankası kredilerinin yüzde 80’ini esnafa ve KOBİ’ye verecek. Eximbank turizme kredi verecek ve buradaki 6 aylık süreyi uzatacağız.

Seçilir seçilmez Avrupa’daki başkentleri ziyaret edeceğim. Türkiye’nin Avrupa hedefine hızla ulaşması için uğraşacağım hızla.

“HİÇBİR SINAVDAN ÜCRET ALINMAYACAK”
Erdoğan’ın böldüğü üniversiteleri tekrar birleştireceğim söz.

Okullar için zorunlu bağış kalkacak. İlkokul birden doktora sınavına kadar hiçbir sınavdan ücret alınmayacak.

19 Mayıs, 29 Ekim’de üniversite öğrencileri 500 lira gençlik bursu, 500 lira cumhuriyet bursu karşılıksız olarak alacaklar.

Kamuda mülakatı kaldıracağız. Asgari ücret 2200 lira olacak. Çiftçiye mazot 3 lira olacak. Fındık 15 lira olacak. En düşük emekli maaşı 1500 lira olacak. Kurban Bayramı’nda emeklilere 1000 lira deyip kandırmayacağız. Kurban Bayramı’nda emeklilere bir asgari ücret vereceğiz.

Emeklilikte yaşa takılanların sorununu 100 gün içinde çözeceğiz.

100 gün içinde çocuk bezinde KDV indirimine gideceğiz.

Spor yönetimini özerkleştireceğiz.

“TÜM YARDIMLARA GELİR GELMEZ ZAM YAPACAĞIZ”
Ve yaşlılık yardımı, eğitim yardımı, muhtaç asker ailesine yardım gibi bu tür yardımları alan gariban yurttaşlarımıza bunların hepsine hemen zam yapacağız.

Bu kampanyada hepiniz biliyorsunuz ki, bu zorlu süreçte vaatler siyasetçi vaatte bulunur. Diyeceksiniz ki, ya bir sürü ekonomik vaatte bulundun. Parayı nereden bulacaksın? Bunu sormak vatandaşın hakkıdır. Bakın size anlatayım parayı nereden bulacağımı. 1- Bu 16 yılda kamu ihale kanununu 186 kere değiştirdiler. Bu ne demek biliyor musunuz? 186 kere kamu ihale kanunun değişmesi demek, çaldılar çaldılar. Ben çalmayacağım, kasa para dolacak. 16 yılda Suriyelilere 40 milyar dolar harcadılar. Ben harcamayacağım. Millete vereceğim o parayı. Çünkü Suriyeliler barış ortamında memleketinde dönecek.

Peki başka nereden bulacağım? 2 milyar dolar sarayına harcadı. Allah’ın izni, milletin isteğiyle Cumhurbaşkanı olduğumda o sarayı gençlere bilim merkezi olarak vereceğim. Şatafat olmayacak. Lüks olmayacak. Ve milletin parasını har vurup harman savurmayacağım. Hesap vereceğim size hesap!

“GÖÇMENLER EZİK OLUR DİYOR, SEN KİMSİN? TÜRKİYE’Yİ KURAN SELANİKLİ, SEN KİMSİN?”
Değerli Çorlulular. Sevgili hemşehrilerim. Yalova’da bir milletvekili adayı var. Duydunuz mu marifetlerini? ‘Göçmenler ezik olur’ diyor. Sen kimsin densiz! Sen kimsin? Yani Selanik’ten, Kırcali’den, Kosova’dan bu topraklara gelenlerin ataları turistik seyahat için mi gitmişti oraya? Evlad-ı fatihan Osmanlı fethettiği için oraya cengaverlerini gönderdi. Ve topraklar kaybedilince geri gelmeye mecbur kaldı. Sen kimsin? Haddini bileceksin. Daha önce de Yalova’da bir milletvekili adayı bu lafı etmişti. Sonra belediye başkanlığı seçiminde sandığa gömdük bunları. Sen kimsin? Türkiye’yi kuran Selanikli… Sen kimsin?

Böylelerine haddini bildirme vaktidir. Bu seçim önemli bir seçimdir. Bana söz verdiniz, üç kişiyi ikna edeceksiniz, tamam mı? Bu işi başarıyor muyuz? Tamam. Ben de 24’ünden sonra hepiniz gelmeyin ama şöyle küçük bir heyet sizi bekliyorum.

Sizler cumhuriyetçi yurtsever insanlar, o sandıkları patlatacaksınız, eminim. Sizden rekor bekliyorum. Yüzde 70’in üstü. Kabul mü? Söz mü? Tamam mı?”

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekonet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Dünya patlamaya hazır bir bomba gibi! Savaş nereye yayılıyor?

AZİZ DAĞTEKİN YAZDI 2024 yılı itibarıyla dünya, tarihi zor ve tehlikeli bir dönemeçten geçiyor. Bin …

Bir yanıt yazın