Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgede işgal ettiği alanı genişletmek için harekete geçen İsrail için Golan Tepeleri’nin önemi, tampon bölge ve işgalin genişletilmesi 6 soruda ele alındı..
Suriye’de 61 yıllık Baas rejimi devrildi, Beşar Esad ve ailesi ise Rusya’ya sığındı..
Ülkede Esad rejiminin çöküşü kutlanırken, bu süreçte ortaya çıkan güç boşluklarından faydalanan İsrail durumu fırsata çevirdi.
Bu durumdan faydalanan İsrail, özellikle Suriye’nin kuzeyindeki stratejik bölgelerde Suriye ordusunun çekilmesiyle işgal hareketi başlattı.
İsrail güçleri Golan Tepeleri’ndeki tampon bölgeyi geçerek 1973’ten sonra ilk kez Suriye topraklarına girdi..
NETANYAHU ‘ANLAŞMA ÇÖKTÜ’ DEDİ
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun konuya dair açıklamasında, Golan Tepeleri’nde tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırlarını belirleyen 1974 Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nın çöktüğü iddia edildi.
Netanyahu, işgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki Bental Dağı’na yaptığı ziyaret esnasında 8 Aralık’ta çektiği video mesajda, “Bu bölge yaklaşık 50 yıldır 1974 yılında üzerinde anlaşmaya varılan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması uyarınca bir tampon bölge olarak kontrol ediliyordu. Bu anlaşma çöktü, Suriye askerleri mevzilerini terk etti.” dedi.
BÖLGEDEKİ İSRAİL VARLIĞI SÜRECEK
İsrail Başbakanı açıklamasının İngilizce versiyonunda bölgedeki varlıklarının geçici olduğunu öne sürerek bunun uygun bir düzenleme yapılana kadar bu şekilde devam edeceğini kaydetti.
Peki bu bölge İsrail için neden önemli?..
Golan Tepeleri’nin önemi, tampon bölge ve işgalin genişletilmesi 6 soruda ele alındı..
GOLAN TEPELERİ İSRAİL İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
İsrail Dışişleri Bakanlığı internet sitesindeki açıklamasında “bölgenin stratejik öneminin İsrail’in Celile bölgesine bakan konumunun yanı sıra Taberiye Gölü’nün İsrail’in ana su kaynağı olmasından ve bu gölün üçte birinin Golan Tepeleri’nden gelen suyla beslenmesinden kaynaklandığı” belirtildi.
İsrailli sivil toplum kuruluşu Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsü tarafından 2019’da yayımlanan bir raporda, “Stratejik Golan Tepeleri’nin paha biçilemez savunma avantajları sağladığı, Tel Aviv’in caydırıcı gücünü artırdığı” belirtildi.
Raporda Golan’ın İsrail’in kuzeydoğusunda, yüksekliği en fazla 1000 ila 1200 metre arasında değişen, toplam alanı 1800 kilometrekare olan kayalık bir plato olduğu, Ürdün Nehri ile Taberiye Gölü’nün batı sınırlarını çizdiği, Yermuk Nehri’nin ise güney sınırını belirlediği, doğuda ise havza hatlarıyla sınırlandığı kaydedildi.
Şeyh Dağı’nın (bir kısmının İsrail sınırları içinde yer aldığı belirtiliyor) Golan Tepeleri’nin kuzey sınırını çizdiği aktarılan raporda, “Şeyh Dağı, sadece 60 kilometre doğuda bulunan Şam’dan ve Akdeniz’deki Hayfa Körfezi’ne kadar olan bölgenin tamamını gözlemlemek için mükemmel bir nokta. Golan Tepeleri, Ürdün Nehri Vadisi, Celile ve Şam’ın girişlerini kontrol altında tutuyor.” ifadelerine yer verildi.
İsrail’in Golan’ın kuzeyindeki Şeyh Dağı’nın zirvelerinden birinin üzerindeki kontrolünün, aynı zamanda kendisine istihbarat bilgileri toplama konusunda inanılmaz imkanlar sağladığına dikkat çekildi.
Bu durumun, Suriye topraklarının derinliklerinde elektronik şekilde gözetlemenin kullanılmasının yanı sıra olası bir saldırı karşısında erken uyarı olanak tanıdığı belirtildi.
Raporda, Suriye rejiminin sinir sisteminin başkent Şam’da bulunduğuna işaret edilerek, Golan’ın Şam’a yakınlığının ciddi şekilde caydırıcılık değerine sahip olduğu ifade edildi.
1974 KUVVETLERİN AYRIŞTIRILMASI ANLAŞMASI NEDİR?
Anlaşma, 6 Ekim 1973’te sona eren savaşın ardından Suriye ile İsrail arasında 31 Mayıs 1974’te İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler, Sovyetler Birliği ve ABD temsilcilerinin huzurunda imzalandı.
Anlaşma kapsamında İsrail (mavi) ve Suriye (kırmızı) olmak üzere iki ayrım çizgisi konularak aralarında bir tampon bölge oluşturuldu.
Tampon bölgede, bölgenin Suriye egemenliği altında olması şartıyla, anlaşmanın uygulanmasının izlenmesinden Suriye Golan Tepeleri’nde görev yapan BM Ateşkes Gözlem Gücü (UNDOF) sorumlu kılındı.
Anlaşmada ayrıca “UNDOF’un ateşkesin sürdürülmesini ve sıkı şekilde uyulmasını temin için çalışacağı; ayırma ve sınırlandırma alanlarına ilişkin ek protokolü denetleyeceği” belirtildi.
Anlaşmada, “(BM gücü) misyonunu yerine getirirken genel olarak geçerli Suriye yasalarına ve düzenlemelerine uyacak ve yerel sivil idarenin çalışmalarını engellemeyecektir.” ifadesi yer aldı.
Aynı zamanda misyonun “hareket özgürlüğünden, iletişimden ve görevi için gerekli diğer olanaklardan yararlanacağı, savunma niteliğinde bireysel silahlarla donatılacağı ve bu silahları yalnızca meşru müdafaa amacıyla kullanacağı” belirtildi.
UNDOF’un BMGK’nın yetkisi altında olduğu, anlaşma uyarınca denetimler yapacağı ve bu konuda taraflara her 15 günden az olmamak şartıyla düzenli şekilde rapor vereceği kaydedildi.
BM’YE BAĞLI GÜÇLERİN DURUMU NEDİR?
UNDOF’un internet sitesindeki rapora göre, Ağustos 2024’te sayısı 1309 kişiden oluşurken bunlardan 1117’sini askerler, 59’unu subaylar ve 133’ünü de siviller oluşturuyor.
Bu güce katkıda bulunan 10 ülke askerleri arasında ise Nepal, Uruguay, Hindistan, Fiji, Kazakistan, Gana, Butan, Çek Cumhuriyeti, İrlanda ve Zambiya yer alıyor.
SİLAHSIZ TAMPON BÖLGE NEDİR?
Rapora göre, tampon bölgenin uzunluğu 75 kilometreyi bulurken, orta kesimlerde genişlik 10 kilometre, güneydeki uç kesimlerde 200 metre arasında değişiyor.
Kuzeyde ise 2 bin 814 metre yükseklikte, dünyanın kalıcı yerleşiminin olduğu en yüksek BM’ye ait noktanın bulunduğu Şeyh (Hermon) Dağı bulunuyor.
“BM gücü, silah ve güçlere ilişkin üzerinde mutabakata varılan kısıtlamaların yerine getirildiğinden emin olmak için tampon bölgeyi sürekli denetliyor.
TAMPON BÖLGE SURİYE KÖYLERİNİ İÇİNE ALIYOR MU?
BM gücünün, internet sitesinde yayımlanan haritaya göre, bölgede çok sayıda köy bulunuyor.
Bunların en önemlileri, Taranca, Cubata Haşeb, Ufaniyye, Medine Baas, Hamidiye, Kuneytra, Bi’r Acem, Barika , Asbah, Refid, Samdaniyye Garbiyye ve Kahtaniyye köyleri.
İsrail ordusu, Baas rejiminin devrildiği 8 Aralık günü Ufaniyye, Kuneytıra, Hamidiye, Samdaniyye Garbiyye, Kahtaniyye köylerinde askeri güçlerinin olduğunu belirterek bölge sakinlerini, evlerinden çıkmamaları konusunda uyardı.
GOLAN’DA KİMLER YAŞIYOR?
Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni 5 Haziran 1967’den bu yana işgal altında tutan İsrail, daha sonraki adımında bölgeyi ilhakını duyursa da bu uluslararası toplum tarafından tanınmadı.
Suriye Dışişleri Bakanlığının sitesinde, Golan’ın işgal altındaki alanının yüz ölçümünün 1150 kilometrekare olduğu, Kuneytra ve Fik kentlerinin yanı sıra 137 köy ve 112 tarım arazini kapsadığı bilgisi bulunuyor.
Raporda, Golan’da Suriye Arap köylerinin enkazı üzerinde yayılmış 45 yasa dışı İsrail yerleşim birimi bulunduğu belirtiliyor.
İsrail Meclisinde 14 Aralık 1981’de Golan Tepeleri’nin ilhak edilmesini, İsrail yasalarının, yargısının ve yönetiminin dayatılmasını öngören “Golan Yasası” onaylandı.
Fakat BMGK, 17 Aralık 1981’de “yasanın geçersiz olduğunu ve uluslararası düzeyde hukuki bir etkisi olmadığını” belirten 497 sayılı kararla bu adıma hızlı şekilde yanıt verdi ve Tel Aviv’den bu kararı iptal etmesini istedi.
Tarihler 25 Mart 2019’u gösterdiğinde dönemin ABD Başkanı Donald Trump tarafından imzalanan kararla, “Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini ABD’nin resmen tanıdığı” ilan edildi.
İşgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki nüfusun yaklaşık 40 bin olduğu, yarısından fazlasının Dürzi kökenli Suriyeli, geri kalanının ise İsrailli yerleşimciler olduğu tahmin ediliyor.
Dürzi kökenli Suriyelilerin büyük kısmı İsrail ordusunda hizmet etmeyi reddediyor.