Kılıçdaroğlu’ndan Başkan Erdoğan’a “faizleri sıfırlayın” çağrısı

Merkez Bankası’nın bağımsız olmadığı belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu “Kendi beceriksizliğini bir bürokratın üstüne yıkmaya çalışıyor. Madem faizi indir dedik indirmedi diye aldırdın yeni adama söyle ilk toplantıda faizi sıfırlayın. Vallahi de billahi de alkışlayacağım. Yapsınlar Erdoğan’ın ekonomi tarihine girmesi için kampanya başlatacağım” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. ODTÜ’deki ağaç kıyımı için çağrı yapan Kılıçdaroğlu “Sayın rektöre sesleniyorum. Öğrencilerinizi dinleyiniz. Mansur Başkan’ın sesine kulak verin. Yurt yapacak ve size verecek” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları kısa şöyle: “82 milyon bir arada kendi sorunlarımızı rahat bir ortamda oturalım, konuşalım, çözüm üretelim. Bu amaçla yola çıktık, güzel başarıların altına imzamızı attık. Yeterli mi? Hayır. 82 milyonu kucaklayacak bir iktidara ihtiyacımız var. Yeter ki siyaseti zenginleşme aracı olarak kullanmayın. Siyaset halka hizmetse onu biz yapacağız, sorunları çözeceğiz. AK Parti’li, ülkücü kardeşlerime de seslenmek istiyorum; onların liderleri zaman zaman bizi eleştirir. Eleştiri başımın üstünde, onlar benim için hiç önemli değil. Hatam varsa düzeltirim, yanlışım varsa özür dilerim. Ben de insanım, benim de eksiğim, hatam olabilir. Bütün vatandaşlarımın şundan emin olmasını isterim; ben bu ülkenin menfaatleri neredeyse oradayım, bu ülkenin insanlarının sorunları varsa çözmek için oradayım. Siyaseten katı ayrışmaların doğru olmadığını düşünüyorum. Birbirimize düşman değiliz. Farklı görüşlerimiz, inançlarımız, kimliklerimiz, yaşam tarzımız olabilir ama bayrağımız bir. Vatanımızı, insanımızı seviyoruz, insana hizmet etmek istiyoruz. Saraya değil, birilerine değil, birilerinin cebine değil; vatandaşa hizmet etmek istiyoruz.
“GERÇEKLER ORTAYA ÇIKSIN, AİLELER PERİŞAN”
“8 Temmuz 2018’de Çorlu tren faciasını yaşadık. 25 vatandaşımız hayatını kaybetti, 8’i çocuk. Aileler sadece adalet istiyorlar. Arzu ettikleri adalet sağlansın. Biber gazlarını sıkarak, polis coplarını indirerek insanları adalet arayışından vazgeçiremezsiniz. Bu olayı Meclis’te araştıralım dedik. Nerelerde aksaklık oluyor diye araştıma önergesi verdik. AK Parti ve MHP’nin oylarıyla bu önerge reddedildi. Gerçekten yazıklar olsun. Meclis’in görevi nedir? AK Parti’ye ve MHP’ye oy veren kardeşlerime seslenmek istiyorum. Gerçekler ortaya çıksın, bu aileler perişan vaziyette. Bu olayın takipçisi olacağız.
“MANSUR BAŞKANI DİNLEYİN”
Şu gerçeği AK Parti’li, MHP’li kardeşlerim biliyor mu? Bütün İslam dünyasındaki üniversite sayısı ABD’dekinden daha azdır. Niçin üniversite kurulmuyor? Üniversite kurmak, bir toplumu aydınlık geleceğe taşımak, daha sağlıklı düşünen, hayatı sorgulayan insanlar yetiştirmek, insanların daha nitelikli, kaliteli sorular sormasını sağlamaktır. Hepimiz gençliğimizi yaşadık. Delikanlılık farklıdır. Onlara hoşgörülü davranmak, taleplerini dinlemek lazım. Bu çocuklar, üniversiteye 500-600 kişilik yurt yapılmasını istiyor. Ama ‘Buraya bin 500 kişilik yurt yapıp, dışarıdan adam getireceğiz.’ diyorlar. Üniversitenin ahengini bozacağı için kabul etmiyorlar. ‘İlla yapacağız, üniversitenin ortasında yapacağız, ağaçları keseceğiz…’ Gençler de buna itiraz ediyorlar. Birini dövdüler mi, cam çerçeve kırdılar mı? Hayır. ‘Sen neden bunu istiyorsun’ diye yine biber gazları, coplar. Bunlar doğru değil. Bunlar umudumuz, bizim çocuklarımız, geleceğimiz.
Yurda ihtiyacınız varsa yurt yapıp ODTÜ’ye bağışlayacağım.” dediğini, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in de bu alana gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Kaçak yapı, izin alınmamış. Bilim kurulunda kaçak yapı olur mu? Onlar bizim evlatlarımız, onlar bizi geçecek, geçmek zorundadır yoksa Türkiye büyüyemez. Mansur Başkan’ın sesine kulak verin, eğer yurt istiyorsanız, öğrenciler nereye istiyorsa yurt yapacak, size verecek. ODTÜ Rektörüne sesleniyorum; öğrencilerinizi dinleyin, nitelikli öğrencilerdir, benden ve senden daha iyi dünyayı sorgulayan çocuklarımızdır. ODTÜ’nün başarılı akademik dünyası vardır. Bu başarıyı şiddetle gölgelememeli, kurumsal başarıyı sürdürebilmelidir.
“GAZETECİLERİN FİŞLENMESİ ANLAMINA GELİYOR”
Neden kendi gazetelerinden atıldılar? Bunları araştırmadılar. SETA dediğimiz kuruluş, bir düşünce kuruluşu değildir, iktidarın borazanlığını yapan bir kuruluştur. Ne yaparsa yapsın gerçekler biliniyor. Rapor yazmış hiç önemli değil. Yankılanmaz o rapor. Aslında bu rapora bu kadar süre ayırdığım için de zaman harcıyorum ama medyaya, gazetecilere verdikleri değer ve suçlama nedeniyle gündeme almak zorunda kaldım. İktidarın borazanlığını yapan, iktidardan beslenen, oradan para alan, cebini dolduran, Amerika’ydı, Avrupa’ydı sürekli gezen, yeri geldiğinde de iktidarın şakşakçılığını yapan bir sivil toplum kuruluşu. Bunları sivil toplum değil, sadece ve sadece belli çevrelerin talepleri çerçevesinde rapor yazan kuruluşlardır.
“KEFEN PARASINI ALIP HAZİNE’YE VERİYORLAR”
Vallahi de billahi de bundan 7-8 yıl önce benim aklımın köşesine gelmezdi Türkiye’nin patates ve soğan ithal edeceği. Bu yılın Mayıs ayına kadar 64 bin ton patates ithal edildi. 32 milyon dolar ödendi. 32 milyon dolar bizim çiftçiye ödense, Türkiye’nin her tarafını patatese boğardı. Nisan ayına kadar 111 bin ton kuru soğan ithalatı yapıldı. 34 milyon dolar para verildi. İnsan üzülüyor. Bu patateslerin yüzde 86’sı, soğanın da yüzde 50’si Sisi’nin bulunduğu ülkeden Mısır’dan ithal edildi. Kızıyorlar ya Mısır’a, oradan ithal edildi daha ucuz olsun diye. Sormak gerekiyor: Türkiye’de toprak mı bitti; güneş mi, su mu, çiftçi mi yok; tarlalar mı, traktör mü, gübre mi kalmadı? Hepsi var ama bir şey eksik: namuslu siyaset, insanını düşünen siyaset eksik.
Bu yılın ilk 4 ayında, Ocak-Nisan döneminde, dış borçlar için 4,4 milyar dolar faiz ödedik. Bu parayla ne yapılır? AK Parti iktidarları döneminde, 2003-2019 Nisan döneminde, toplam dış borca ödediğimiz faiz 160 milyar dolar. Televizyonları başında bizi dinleyen AK Partili ve ülkücü kardeşlerime seslenmek istiyorum; Ne oldu da Türkiye 160 milyar dolar faiz ödedi? 160 milyar dolar faize ödenmeyip de Türkiye’de harcansaydı kişi başına gelir, işsizlik ne olurdu? Evlerde huzur, bereket olurdu, insanlar sokağa çıkarken cebinde parası olurdu, emekli kahvehanede arkadaşına çay ısmarlardı, evladına, torununa hiç olmazsa bayramda harçlık verirdi. ‘Biz faize karşıyız.’ diyorlardı. Sen onu benim külahıma anlat. 160 milyar doları kim ödedi? Saray ve çevresi ödemedi. 160 milyar dolar faizi bu milletin 82 milyonu ödedi.
Vatandaşın bankalara toplam borcu, bu yılın 1 Ocak-28 Haziran arasında 522 milyar lira. Eski parayla 522 katrilyon lira. İçeride vatandaşın bu sürede ödediği faiz 31 milyar 500 milyon lira. 2003’ten bu yana vatandaşın bankalara 478 milyar lira, eski parayla 478 katrilyon lira ödediği faiz tutarı. Ekonomi bu durumda.
“KEFEN PARASINI ALIP HAZİNE’YE VERİYORLAR”
Yeni kanun getirdiler Meclise, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek. Madde 12; kefen parasını Merkez Bankası’ndan alıp Hazineye veriyorlar harcamak üzere. Eğer bir memlekette iktidar kefen parasına muhtaç olacak noktaya gelmişse o bu memleketi yönetemez. Başka para mı bulamadınız.
“Yaklaşık 40-50 milyar lira. Bu para yetmiyor, yeni vergi getiriyorlar. Ciro üzerinden. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı kuruyorlar. Turizm işletmeleri, seyahat acentelerin, terminal işletmelerinin cirosundan yüzde 1 alıyorlar. Karından değil, cirosundan alıyorlar. Anayasa 73. madde diyor ki ‘herkes mali gücüne göre vergi öder.’ ‘Ciro üzerinden alacağım.’ diyor. ‘Zarar ettim.’ ‘Önemli değil, alacağım.’ diyor. Kanun teklifinde diyor ki ‘Sayıştay denetimine tabi değildir.’ Devlet adına kimse denetlemeyecek. Nereye gidecek bu para? Yiyecekler, doymadılar. İnsaf, vallahi de billahi de insaf. Kim denetleyecek? Özel denetim şirketleri. Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyelerinin şirketlerini de özel şirketler denetliyordu. Bunlar kamu yararına bakmaz. Sayıştay, kamu yararı var mıdır yok mudur buna bakar. CHP’nin görevi bu tür düzenlemelere karşı çıkmaktır.
“İLK TOPLANTIDA FAİZİ SIFIRLAYIN”
Erdoğan ‘faizi indirin’ diyordu, indiriyorlardı. ‘Yükseltin’ diyordu yükseltiyorlardı. Bilmeyen mi var? Bütün dünyanın bildiği bir gerçek. Şimdi Erdoğan sıkıştı. Faizler yükselmiş. Ne yapacak? CHP yönetimde değil, başka bir parti de yönetimde değil. Maliye Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı ‘benim alanıma girmiyor.’ diyor. ‘En iyisi Merkez Bankası Başkanını suçlu ilan edelim ve onu görevden alalım.’ Temel neden bu. Kendi beceriksizliğini bir bürokratın üstüne yıkarak kurtulmak istiyor. Kurtulamazsın kardeşim. Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı faiz konusunda gerekenleri yapmadığı için görevden aldığına yönelik söylemlerde bulunduğunu” iddia eden Kılıçdaroğlu, “Gayet güzel. İlk toplantıda faizi sıfırlayın gitsin. Erdoğan, eğer sen bu gerekçeyle Merkez Bankası Başkanını aldıysan ve yeni adam getirdiysen ilk toplantıda faizi sıfırlayın, vallahi de billahi de alkışlayacağım. ‘İlk toplantıda faizi sıfırladık.’ desinler, bu kardeşiniz, Erdoğan dünya ekonomi tarihine girsin diye özel bir kampanya açacak. Bütün beceriksizliğin sorumlusu Merkez Bankası Başkanı oldu. Beyefendinin hiçbir sorumluğu yok çünkü.
Bizim Merkez Bankası Başkanının bağımsız olmadığını, bütün dünya, Mısır’daki sağır sultan da biliyor. Talimatın gereğini adamcağız yapıyor. Şu soruyu sormak isterim: Elektriğe, doğal gaz, suya, ilaca, gübreye, şekere, çaya, yağa, ete, süte, soğana, patatese zammı Merkez Bankası Başkanı mı yaptı? Sen yaptın. İğneden ipliğe zammı sen yaptın, sorumlu kim? Merkez Bankası Başkanı. Sen? Pirüpak tertemiz. Yemezler kardeşim.
Yetkiyi verdi vatandaş. Enflasyon, dolar, faizler arttı. İşsizlik 8,5 milyona dayandı. Devletin iç ve dış borçları arttı, vatandaşın borçları 500 milyar liraya yaklaştı. Her iki vatandaştan birisi icralık oldu. Açlık sınırı, asgari ücreti geçti. Sorumluluk Merkez Bankasının mı? Bu ülkeyi Merkez Bankası Başkanı yönetiyordu da bizim haberimiz mi yok? Sen yönetmiyor musun? Bütün bunların sorumlusu sen değil misin?
Bu sorumlu, bir kibir abidesi gibi sarayında oturuyor. Millete tepeden bakıyor, milleti aşağılıyor. Bu bizi ve 82 milyon vatandaşı da rahatsız ediyor. ‘Karnını doyuruyoruz, bize oy vermiyor.’ diyor. Sen kimsin? 82 milyon vatandaş senin karnını doyuruyor, sen onların karnını doyurmuyorsun. Son 10 ayda gecikme faizi yüzde 78 arttı. Erdoğan’a herkesin anlayacağı bir dilden sormak istiyorum; ‘Merkez Bankası Başkanı faizi indirmedi, aynı kulvarda değildik.’ diye görevden aldın, sen çıktın, gecikme faizini yüzde 78 artırdın. Şimdi sen o koltukta hangi yüzle, hangi ahlakla oturacaksın?
“ÜLKEYİ ÇİFTLİK BANK GİBİ YÖNETİYORLAR”
Ortalama büyüme hızı yüzde 5,5’ti, yüzde 4,9 oldu. Sapma yüzde 11. Milli gelir 1 trilyon 286 milyar dolar olacak diyorlardı, 784 milyar dolar oldu. Sapma yüzde 39. Kişi başına gelir, 15 bin 996 dolar olacak demişlerdi, 9 bin 632 dolar oldu. Sapma yüzde 40. Dolar kuru 1 lira 97 kuruştu, 4 lira 72 kuruş oldu. Sapma yüzde 139. İşsizlik oranı yüzde 7,2 olacak diyorlardı, işsizlik yüzde 11 oldu. Sapma yüzde 52. Genç işsizlik oranı yüzde 13 olacak diyorlardı, yüzde 20,3 oldu. Sapma yüzde 56. Merkez Bankası Başkanı hedefleri tutturamadı diye gitti. Beyefendi senin hiçbir hedefin tutmadı, sen nasıl orada kalırsın? Devleti aile aile şirketi gibi yönetme” eleştirisinde bulunulduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, “Yok efendim aile şirketi gibi değil, olsa olsa Tosuncuk vardı. Çiftlik Bank gibi yönetiyorlar. Vallahi de billahi de onun gibi yönetiyorlar. Devletten de gelirinden de giderinden de haberleri yok. Özellikle genç arkadaşlarıma sesleneyim: ‘Aile şirketi’ dersek, o ailelere yazık. Buna yeni bir isim bulun. Bu ismi kullanalım. Çiftlik Bank diyoruz, bu da tam tutmuyor. Ondan daha felaket bir tablonun içindeyiz.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekonet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

Tüketiciyi aldatanlara 11 ayda 223,9 milyon lira ceza kesildi!

Reklam Kurulu’nun kasım ayı toplantısında kasım indirimleri ile ilgili yapılan uygunsuzluklarla ilgili 151 dosyaya 19 …

Bir yanıt yazın