TCMB’nin bugün gerçekleşen Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında faiz kararı açıklandı. Merkez Bankası faizi yüzde 14’te sabit bıraktı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bugün saat 14.00’te gerçekleşen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından yılın ikinci politika faizi kararını paylaştı.
FAİZ YÜZDE 14 OLARAK UYGULANIYOR
TCMB, geçen yıl gösterge faizi eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında toplam 500 baz puan indirime giderek, yüzde 14 seviyesine çekmişti. Merkez Bankası’nın geçen ay gerçekleşen son toplantısında, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı (politika faizi) yüzde 14’te sabit bırakılmıştı.
BEKLENTİ FAİZİN SABİT BIRAKILMASI YÖNÜNDEYDİ
Bu kez de ekonomist ve analistlerle gerçekleştirilen bütün anketlerde, faizin yüzde 14’te sabit kalacağının sinyalleri verildi. Bloomberg’ün 22 ekonomistle yaptığı anket de faizin sabit tutulacağı yönünde oldu.
Söz konusu ekonomistler, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın şubat ayı toplantısında faiz oranlarını değiştirmemesini bekliyoruz. Ana politika aracı değişmeden TCMB’nin ihracat yapan sektörler için zorunlu karşılıklar ve reeskont kredileri gibi alternatif politika araçlarına daha fazla itimat etmesini bekliyoruz.” dedi.
Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, enflasyonun bu yıl kademeli olarak yavaşlayacağına ilişkin tahmini hatırlatıldı.
TCMB, PPK TOPLANTI KARARINI ŞU METİNİ PAYLAŞARAK DUYURDU:
“Salgında varyantlar ve artan jeopolitik riskler, küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirmektedir. Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, bu hedefe ulaşmak için uzun vadeli Türk lirası yatırım kredilerinin önemli bir rol oynayacağını değerlendirmektedir.
Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumları, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında kalıcı liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.”
Göz Atmak İster misiniz?
Aralık 2024 Faiz indirimi beklentisi ve ekonomik dinamiklerle olası senaryolar
AZİZ DAĞTEKİN’İN İNCELEME YAZISI Kasım ayında politika faizini yüzde 50’te sabit tutan Türkiye Merkez Bankası …