MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, HDP’li vekilin teröristle fotoğrafının çıkmasına ilişkin “Biz, TBMM’de terörist istemiyoruz, dokunulmazlığı kaldırılmalı. Biz terör örgütüne eleman devşiren HDP’yi Türk siyaset hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM’deki MHP grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Bahçeli, HDP’li vekilin teröristle fotoğrafının çıkmasına ilişkin “Biz, TBMM’de terörist istemiyoruz, dokunulmazlığı kaldırılmalı. Biz terör örgütüne eleman devşiren HDP’yi Türk siyaset hayatında 1 saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz” dedi. Bahçeli muhalefetin erken seçim çağrılarına tepki göstererek “Dün hedef Bülent Ecevit’ti, bugün Recep Tayyip Erdoğan’dır. İsimler değişse de oyun hep aynı oyundur. Kurgu aynıdır, kumpas aynıdır, komplo aynıdır. 57’inci hükümet gitti gitmesine, ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesi gitmeyecek, demokrasi düşmanlarının Sayın Cumhurbaşkanımızı göndermeye gücü asla yetmeyecektir.” ifadelerini kullandı. Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği’nin TURKOVAC aşısına ilişkin açıklamaları nedeniyle de “Bu örgüt koronavirüsün Omicron varyantı gibidir. Türk Tabipler Birliği bugün değilse ne zaman kapatılacaktır?” dedi.
MHP Lideri Bahçeli’nin açıklamaları şu şekilde; Yurt içinde ve yurt dışında, televizyon ekranlarından, sosyal medya platformlarından, radyo kanallarından toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza, gönül ve kültür coğrafyalarımızda yaşayan değerli kardeşlerimize en halisane selam ve sevgilerimi iletiyorum. 8 Ocak 2022 Cumartesi günü, Şanlıurfa’nın Akçakale sınırındaki bir yol güzergahına PKK – YPG’li teröristler tarafından tuzaklanmış el yapımı patlayıcının bir askeri aracımızın geçişi esnasında infilak etmesiyle üç askerimiz şehit düşmüş, bir askerimiz de yaralanmıştır. Şehitlerimize bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmetler, yaralı askerimize de şifalar niyaz ediyorum. Hepimizin, aziz milletimizin, kederli ailelerinin ve silah arkadaşlarının başı sağ olsun diyorum.
Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın adeta haykırarak söylediği gibi;
İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için,
Ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için.
İşte o kahramanlar aziz şehitlerimizdir.
Merhum Osman Yüksel Serdengeçti ise “Bir Kahraman Bekliyoruz” isimli şiirinde hamiyet ve heyecanla bezenmiş şu dizeleri terennüm etmişti:
Ufukları kaplasın bayraklarımız al, al,
Göklere zaferimizi çizsin vahşi bir kartal!
Kahramanlar büyüsün masalda dev misali,
Eğilsin, öpsün gökler, canım nazlı hilali…
Ordularım yeniden Tuna’ya akın etsin!
Bir Yıldırım çaksın da uzağı yakın etsin!
Selam dursun karşısında bütün şerefler, şanlar!
Namını tebcil etsin, yıldızlar Kehkeşanlar…
İçimde hiç sönmeyen bir fetih sevdası var,
Yavuz gibi diyorum: Bu dünya insana dar!
Kararlılıkla ifade ediyorum ki, Türk milleti terörizmin hain planlarına, terör örgütlerinin kanlı saldırılarına baş eğmeyecek, diz çökmeyecektir. Teröristler sadece insanımızın değil, esasen tüm insanlığın ortak kan davalısı, ortak can düşmanıdır. Terörizmin hiçbir şekli, hiçbir türü, hiçbir türevi masum değildir, meşru değildir.
Şu gerçeği itiraf etmek gerekir ki, Türkiye’nin üstesinden gelinmesi kaçınılmaz olan öncelikli sorunu, bize göre sorunlar piramidinin zirvesine oturmuş bölücü terördür. Bu melametin, bu melanetin hakkından gelemedikten sonra hayatın diğer alanlarında tam bir istikrar yakalamamız çok zor ve zahmetli, belki de imkansız olacaktır. Terör sorunu ülkemizin henüz kabuk bağlamamış yarasıdır.
Zaman zaman kanatılan bu yara açık olduğu müddetçe üzerine konmak için fırsat kollayan pek çok iç ve dış mahreçli haşarat ve husumet odağı çıkacaktır, bugüne kadar da çıkmıştır.
Ekonomik istikrarımızın sürekliliği, siyasal dirliğimizin sürdürülebilirliği, toplumsal huzurumuzun sükûneti, bölgesel ve küresel caydırıcılığımızın sürati terörle mücadeleden alınacak kalıcı ve kesin sonuçlara bire bir bağlıdır.
“BİZ TBMM’DE TERÖRİST İSTEMİYORUZ”
Sınırlarımızın mücavir alanlarında, dağlarda, şehirlerde, mezralarda, belediyelerde, bürokraside ve Gazi Meclis’te bölücü teröristleri temizlemedikten, her anlamda yüzleşmedikten sonra rahat bulamayız, güvende olamayız. Nitekim ellerinde hançer ile arkamızdan dolaşıp gaflet ve rehavet anımızı kollayan alçakları köklü bir tasfiye ve tecziye süreciyle berhava etmek mecburiyeti omuzlarımızdadır. Milli bekamız, milli birliğimiz, milli güvenliğimiz buna bağlıdır. Bayrak inmesin diye yavrularını mezara indiren şehit analarına, şehit babalarına vefa ve minnet borcumuzu kesinlikle ödemek durumundayız. Biz TBMM’de terörist istemiyoruz. Biz terör örgütüne eleman devşiren, sözde Kürdistan propagandasıyla sabırlarımızı kevgire çeviren HDP’yi Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz. Anayasa Mahkemesi’nin görevini de bihakkın yapmasını bekliyoruz.
İblis’e piyonluk yapan bölücü terör uzantılarının, tertemiz millet iradesiyle tecelli etmiş, ordular kurup, ordular yönetmiş, Milli Mücadele’yi cesaretle yürüterek devlet kurmuş Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunması züldür, zulümdür, zillettir.
Mehmetlerimize kurşun sıkan hainlerle düşüp kalkacaklar, terör kamplarında ideolojik ve silah eğitimi alacaklar, sonra da karşımıza geçip demokrasi, özgürlük, insan hakları, barış ezberlerini utanmadan sıkılmadan arka arkaya sıralayacaklar, bu ne kepazeliktir? Bu ne pişkinliktir? Bu ne pervasızlıktır?
29 Nisan 2017’de Adıyaman merkeze bağlı Akçalı kırsalında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin operasyonuyla imha edilen dört teröristten birisi olan Koçero Meleti kod adlı Volkan Bora’nın, şu anda HDP Diyarbakır Milletvekili olan bir kadının nasıl karanlık münasebet kurduğu deşifre olmuştur.
“TERÖRİST SEVDALILARI MECLİS KORİDORLARINDADIR”
Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takibat, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili tasarruf derhal temin ve tekemmül etmelidir. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır.
Kamplara gidip gelen insanlık defoları, ihaneti tevzi eden terör trafoları Meclis sıralarındadır. Bu kadar şehit veriyoruz, bu kadar acı yaşıyoruz, bir HDP’linin çıkıp da terör saldırılarını kınadığını, şehitlerimize rahmet dilediğini, hunhar eylemleri reddettiğini bileniniz, işiteniniz var mıdır? Yeri gelmişken sizlerle daha vahim nitelikli bir tespitimi paylaşayım, geçtiğimiz Cumartesi günü üç kahramanımızın şehadeti neticesinde, toplumun her kesiminden doğal ve doğru olacağı şekilde taziye mesajları paylaşılmıştır. Bizim de bu kapsamdaki mesajımız sizlerin ve milletimizin malumudur.
CHP Genel Başkanı’nın yayımladığı taziye mesajına lütfen dikkat buyurunuz, Kılıçdaroğlu özet olarak dedi ki: “Barış Pınarı Bölgesi Gültepe Hudut Karakolu’nda askeri araç geçerken yaşanan patlamada şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.”
Daha ilginç ve düşündürücü taziye mesajını bizatihi İP Başkanı gündeme taşıdı ve kısaca şunları dile getirdi: “Şanlıurfa’da patlama sonucu şehit verdiğimiz kahraman Mehmetçiklerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.” Patlayan nedir, belli değil. Patlatan kimlerdir, açık ve net değil. Balon mu patladı, boru mu patladı, tüp mü patladı, lastik mi patladı, bomba mı patladı, anlayan yoktur, anlatan yoktur. PKK’ya, YPG’ye tek bir laf yoktur, tek bir atıf yoktur, tek bir eleştiri yoktur.
Bir yanda bu kadar yok ortadayken, diğer yanda bölücülerle işbirliği vardır, terörle ittifak vardır, patlama ortaklığı vardır, ağız birliği vardır, vatan hainleriyle irtibat vardır ve karşımızdadır. HDP’yi küstürmemek için kırk dereden su taşıyanlar, PKK’yı gücendirmemek, incitmemek için suya sabuna dokunmaktan kaçınanlar samimiyet fukarası, millet ve milliyet muhalifleridir.
Zira her şey gün gibi meydandadır.
Ey zillet partileri, çekinmeyin, telaşa kapılmayın, yürekliyseniz itiraf edin, PKK bomba tuzakladı, sonra da patlattı derseniz sadece ve sadece adam olursunuz, ahlaklı olursunuz, dürüst olursunuz, tutarlı olursunuz. Faili meçhul kanlı fiille ilgili konuşmaktan imtina etmek su katılmamış korkaklıktır. Dahası bu korkakça tutum Firavun siyasetidir, bölücülüğe sinyaldir, terör simsarlığıdır. Ve Türk milleti nezdinde yok hükmündedir. Şehitlerimizin hakkını bölücü teröristler kadar ağızlarına alamayanların ne yatacak, ne de kaçacak yerleri kalmıştır.
CHP Genel Başkanı, geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, milletimizin gözünün içine baka baka, bir yalana bin yalan ekleyerek şu ibret verici değerlendirmelerde bulunmuştu:
“Terör konusunda bir şey geldi de biz hayır mı dedik? Terörle mücadele ederken yapmayın, etmeyin mi dedik, hayır!” Bu temelsiz, mesnetsiz, gerçekle bağdaşmayan açıklamayı duyduktan sonra ne söylesek boştur, neyi dile getirsek boşunadır. Türkiye’nin değişen terörle mücadele stratejisi kapsamında, terörü kaynağında engellemek asıldır, esastır, önceliklidir. Bu maksatla Irak ve Suriye’ye asker gönderilmesini iki yıl uzatan Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi 26 Eylül 2021 Salı günü TBMM’de oylanırken CHP hayır dedi mi? Elbette dedi. Bu Tezkereye HDP hayır dedi mi? Kuşkusuz dedi. İP, sadece iki-üç milletvekiliyle oylamaya iştirak edip kerhen evet dedi mi? Bu da oldu, gönülsüz iki-üç evetle durumu kurtarmaya çalıştıkları görüldü. O halde CHP Genel Başkanı kuyruklu yalana nasıl başvurabiliyor? Milletimizi kandırmaya ne hakla cüret edebiliyor? Kılıçdaroğlu’na bakarsanız, “Suriye’ye barış getireceğiz” masalını dinlersiniz. “Bütün komşularımızla barışacağız” palavrasını duyarsınız.
“Neden bizim askerimiz Suriye’de şehit olsun” diye sorup, ne arıyoruz orada, ne yapıyoruz Libya’da diyen, Irak ve Suriye Tezkeresine hayır oyu kullanan Kılıçdaroğlu mu terörle mücadeleyi destekliyor? Bu şahıs, herkesi kör, alemi sersem mi sanıyor?
CHP Genel Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde terör örgütüyle irtibat ve iltisak içinde olanların işe alınmasıyla ilgili devam eden teftiş ve tetkik sürecinde görevli müfettişlere ateş püskürüyor. Çünkü çiğ süt içtiğinden karnı ağrıyor, hesabını veremeyeceği açıklarından dolayı korkuya kapılıyor. İmralı canisi tarafından kurdurulan ve PKK/KCK’nın şehir yapılanması arasında yer alan DİAYDER’in referansıyla belediyede işe girdikleri iddia edilenlerin destekçisi çok açık söylüyorum ki, Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bize sarayın sözcüsü diyen Kılıçdaroğlu, Kandil’in teşrifatçısı, Kandil’in termikçisi, Kandil’in tedarikçisidir. Buradan soruyorum, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış DİAYDER iddianamesinde Kılıçdaroğlu’nun adı geçiyor mu geçmiyor mu? Bu zat, terör aparatı DİAYDER’in bölücü mensuplarıyla toplantı yaptı mı yapmadı mı? Saklanma Kılıçdaroğlu, çık karşımıza mertçe söyle, adamsan bu soruların cevabını ver. Özellikle hatırlatırım ki, yalan söylemek, vicdanı müebbet hapse mahkûm eden bir suçtur. Bir yalan, bin doğrudan şüphe duyulmasını sağlayacaktır. Her yalancı, aynı zamanda korkaklık simgesidir.
Sayın Kılıçdaroğlu, yalanı avuç avuç içiyorsun da, yeri geldiğinde bir damla gerçeği yutmaya cesaret edemeyecek kadar denge kaybı yaşıyorsun. Tavsiyem, iyi bir hafızaya sahip olmandır, en azından söylediğin yalanları unutmazsın, ezkaza mahcup düşmezsin, taktığın maskeni de kaybetmezsin.
Suriye’nin kuzeyi de dahil olmak üzere, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar sayıları 33 bini geçen terörist, 2021 yılının tamamında ise 2 bin 795 terörist etkisiz hale getirilmiştir.
Şehitlerimizin katilleri için hiçbir yer artık emniyetli değildir. Cezalandırma operasyonları kahramanca icra edilmektedir. Hainlerin döktükleri kanda boğulacakları da kesindir.
Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Türk Polis Teşkilatımıza, güvenlik korucularımıza, bu cümleden olmak üzere devletimize ve hükümetimize sonuna kadar güveniyor, dağ gibi arkalarında durduğumuzu tekraren vurguluyorum. TBMM Karma Komisyonu’nda bekletilen veya Genel Kurul’a sevk edilen milletvekili dokunulmazlık dosyalarının bir an evvel görüşülüp gereğinin yapılmasını hukuk ve demokrasi namusunun müdafaası açısından zorunlu addediyorum.
Türkiye’nin 2023 yılına bölücü terörün başını kaldıramayacak ölçüde yere sererek gireceğinden; bu belanın, bu badirenin tamamıyla hayatımızdan sökülüp atılacağından en küçük kuşku duymuyorum.
Vatan topraklarına emanet ettiğimiz kahramanlarımızın kanı yerde kalmayacak, sorulacak hesapları da mahşere bırakılmayacaktır. Türkiye, terörün belini kırıp başını ezdikten sonra ekonomik olarak sıçrayacak, huzuru katbekat büyüyecek, milli birlik ve kardeşlik alanında gücüne güç katacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi’ni bilhassa Kürt düşmanı göstermeye gayret eden sicili lekeli şerefsizlere diyorum ki, bizim Kürt kökenli kardeşlerimize duyduğumuz muhabbet ve hürmet, sizin tahayyül ve tasavvur sınırlarınızın alamayacağı kadar derindir, köklüdür. Türk ile Kürt ezeli ve ebedi kardeştir, Türk milletinin mensuplarıdır. Bozguncular kalleştir, kahpedir. Aziz millet varlığının büyük tehlikelere maruz kaldığı bugünkü süreçte, ayrıntılarla meşgul olamayacak kadar hassas bir dönemden geçildiğinin farkındayız. Ve kucaklaşmanın adresi olarak Milliyetçi Hareket Partisi’ni, Cumhur İttifakı’nı görüyor, buna inanıyoruz. Uzlaşma ve huzurun adresi Milliyetçi Hareket Partisi’dir, Cumhur İttifakı’dır. Bizim yüreğimizde herkese yer vardır. Bizim gönlümüzde herkese yetecek sevgi vardır. Bu topraklara vatanım diyen, Bu insanlara milletim diyen herkese kucağımız açıktır. Bu bayrak benim, bu ülke benim diyen herkes özbeöz kardeşimizdir.