Hayat ne kadar çok zalim bir öğretmenmiş. Önce sınav yapar sonra da acı acı birer birer ders verir değil mi?
Hayattan ders alan akıllı ve dürüst her insan sağlıklı düşünüp, sağlıklı işler yapmayı, sağlıklı ilişkiler kurmayı ve sağlıklı ibadet etmeyi hedefler. Pis kişilikliler ise, şeytan ile yatıp şeytan ile kalkarlar. İyi düşünmezler. Hiçbir işinde de temizlik bulamazsınız. Her işleri katakulli ve necis kokar. Oysa; iyi şeyler insanoğlu için inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde ve en iyi şeyler ise hiç vazgeçmediğinde hayat bulur.
Bakıyorum da son günlerde sosyal medyada devletin tepesindeki bazı şahısları hedef alan pis paylaşımlar yer almaktadır. Bu paylaşımların içeriğinde, kim kiminle ne tür pis işler tutmuş, kim kimi korumaya almış gibi basit ve dedikodudan öteye gitmeyen aynı zamanda gündem şaşırtmaya matuf şeyler yer alıyor. Burada devlet küçük düşürülüyor. Özet olarak dedikodu türünden öteye gitmeyen pis işler kokan dış güçlerce desteklenmiş pis paylaşımlar midemizi bulandırmıyor değil. Halbuki; dedikodu basit ruhlu insanların eğlencesidir. Bize göre bazı ciddi şeyleri tartışmak erkeklere, dedikodu yapmak da kadınlara mahsus bir olgudur.
Eğer bir devlet gayri meşru işler yapanları korumaya almış, onlar da devleti şahsi çıkarları için kullanıyorsa ve isteklerini alamadığı zaman da şantaj ile bunları deşifre ediyorsa tuz kokmuş demektir. Yok, eğer tuz kokmamış da birileri piyon olmuş ise o zaman devlet şaha kalkmalı piyonları yerle bir etmelidir. Bu tür paylaşımlardan kimse medet ummasın. Devletimiz küçük düşürülmemeli, varsa bu tür yanlış ve pis işler derhal açıklanmalı, ilgililer açığa alınmalıdır. Devlet babadır. Babanın da Türk töresindeki yeri bellidir. Baba da üstüne düşeni yapmalıdır. Bu tür paylaşımları derhal yasaklamalı ilgililer hakkında da soruşturma başlatılmalıdır.
Kimsenin devlet babayı küçük düşürmeye, pis işlere bulaştırmaya hakkı yoktur. Çamur at yapışmazsa izi kalır misali. Bizim de çamur atıp da tutturamayanlara önerimiz şudur: Kişilere olan kininizle devlete çamur atmayın hedefinizi şaşırır, kirli ellerinizle ortada kalıverirsiniz.
Ünlü Fransız şairi Paul Valery’in de dediği gibi, “Düşmanlarınızın en büyük başarısı, başkalarını hakkınızda söylediklerine inandırmasıdır.” Bugün de görüyoruz ki; şairin dediği gibi Türkiye’nin ayakta kalmasını ve bölgesinde süper güç olmasını istemeyenler, kiraladıkları piyon ve kuklalarla devletin fabrika ayarlarıyla oynayıp, bize ayar çekmeye çalışıyorlar. Kiraladıkları kuklalarıyla düşmanlıklarını iyice açığa vuruyorlar, bu saldırıları da çırpınışları da boşunadır.
Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Hiçbir zaman ayağına dolanan çapulculara pabuç bırakmamıştır. Bundan sonra da bırakmayacaktır ama adaleti ve hukuku kimseye çiğnetmemelidir.
Sonuç itibarıyla, Adalet önce devletten gelmelidir. Çünkü hukuk devletin toplumsal düzenidir. Devlet hukuk ve adalet düzeni içinde yönetildiğinde ancak iç ve dış düşmanlarını yok edilir. Bu sebeple de biliyoruz ki büyük devletlerin dostları ve düşmanları olmaz. Onların sadece çıkar ilişkileri vardır. Türkiye de bu kurallar içerisinde büyük devlet olgusuyla kendisine düşman olan çıkar ilişkisinin çarkına pervane olan iç ve dış düşmanlarını yok edebilir.
Bu sebeple unutulmamalıdır ki, küçük düşman yoktur, büyümüş de büyük olduğunu gizlemeye çalışan kurnaz düşman vardır. Bir de pis işler ve ilişkiler, her zaman pis kokar. Bu böyle biline. Kalın sağlıcakla.
Göz Atmak İster misiniz?
Tüketiciyi aldatanlara 11 ayda 223,9 milyon lira ceza kesildi!
Reklam Kurulu’nun kasım ayı toplantısında kasım indirimleri ile ilgili yapılan uygunsuzluklarla ilgili 151 dosyaya 19 …