Prof. Dr. Şimşirligil “ABD savaşı ve tarih fukaraları”nı anlattı

Tarihimizin en zorlu sınavlarından biri yaşanıyor. Yıllardır stratejik müttefik dediğimiz ABD’ye karşı neredeyse iki yıldır adı konulmamış bir savaş veriyoruz.
Eskiden savaşlar meydanlarda ordularla yapılırdı. Bugün ise savaşı; hücumun ne zaman ve nereden geleceğini bilmeden veriyorsunuz. Bir uyanıyorsunuz, içinizdeki evlatlarınız üzerinize tanklarla yürüyor, bir bakıyorsunuz komşunuzda düşman ordular beliriyor ve bir bakıyorsunuz ekonominiz krize giriyor, piyasalar altüst oluyor…
Türkiye, ABD ile mücadelesinin adını koyamazsa ve savaşı nasıl yapacağını bilemezse çok büyük sıkıntılarla karşılaşacaktır.
Birinci bilinmesi gereken bu savaş ancak milletçe birlik ve beraberlik ile vuruşulduğunda ve herkes görevini hakkıyla yaptığında kazanılacaktır. Şayet bu yapılamazsa acısını topyekûn milletin çekeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Bir defa ABD’nin istediği, hükûmet değişikliği değildir. Türkiye’dir. Zira ABD’nin hükûmetle hiçbir problemi yoktu. Ta ki 15 Temmuz’a kadar. 15 Temmuz’da ise istediğini almış olsa, ne olacağını ise bütün millet biliyor ve bunu bir işgal hareketi diye tanımlıyor. Öyleyse ABD savaştan artık vaz mı geçti ki sizinle uyuşması beklensin. Şunu iyi bilin ki ABD, Türkiye ile asla uzlaşmayacaktır. Zira bunlar 40 sene önce Türkiye’nin üzerini çizdiler. Zamanı 15 Temmuz’du. Başarılı olamadılar.
Sonrasında PKK ve PYD’ye yapılan beş bin tır silah ve mühimmat yardımı, Barzani referandumu, Kudüs krizi, Afrin harekâtı, istihbarat savaşları, defalarca yaşanan dolar krizleri unutulmasın. Erdoğan ve Bahçeli liderliğindeki Türk hükûmeti bu gailelerin hepsini atlatmayı ve bu arada gerçekleşen seçimleri kazanmayı başardı. Bu başarı onları daha da delirtmekte ve Türkiye’ye karşı akıl almaz senaryolara doğru götürmektedir.
Şimdi rahip Brunson üzerinden yeni bir dolar savaşını ve ekonomik yaptırımları devreye soktu. Böylece savaşı devam ettiren ABD, Türk hükûmetini yıpratmayı ve karşısında büyük engel gördüğü Erdoğan-Bahçeli mevziini yıkmayı hedeflemiş görünüyor. Yarın bunu başka senaryolar da takip edebilir.
Zira bazıları hâlâ; “ABD Türkiye’yi silmez, ekonomi ile birilerini götürür yerine anlaşabileceği yeni kadroları işbaşına getirir” diyerek hayal görmeye devam etmekteler. Bunlar tam bir tarih ahmağıdır. İngiliz imparatorluğu ve Avrupa devletleri de uzun yıllar Osmanlı’yı Ruslara karşı elde tuttular. Osmanlı devlet adamları İngiltere’yi kendilerine mahkûm zannediyordu.
Son savaşta korkunç ölüm vuruşunu yediklerinde, yedi milyon kilometrekare toprağın yedi yüz bine düşme şokunu yaşadıklarında “ne oldu bize” demeye dahi hâlleri kalmamıştı.

Uyan Müslüman uyan!

Bugün Tayyib Bey ve Devlet Bey liderliğinde ABD’ye kafa tutan, ülkeyi işgale yeltenenlere prim vermeyen, Afrin’de ABD silahı kullanan dünyanın dört bir tarafından gelmiş lejyonerlere kan kusturan bir Türkiye’yi yeniden bu hâlde bırakacaklarını sananlar, artık ahmak veya safdil değil haindir.
Evet, İslam ümmetinin kalbi Türkiye’dir. İsrail’in Fırat’a doğru ilerlemesinde tek engel Türkiye kalmıştır. Bu itibarla ABD, artık güçlü ve kudretli değil, üçe veya beşe bölünmüş ve başına yeni dertler, gaileler açılmış bir Türkiye görmek istemektedir. Onlar için Türkiye’de mücadeleyi seçen şahinler grubu değil, yıllardır teslim olmuş emir eri gibi karşılarında duran güvercin grubuna ihtiyaç vardır. Bu güvercin grubu ile Türkiye İran’la harbe de sokulabilir, Brunson gibi Lawrensler vasıtasıyla iç harbin içine de sürüklenebilir, güneydoğu bir oldubittiyle elinden de alınabilir. Bu sayede ülkenin orta ve batı bölgelerinde uzun süre kan gövdeyi götürecek mücadele içerisine de itilebilir.
Biliniz ki mevziler kaybedildikten sonra, savaşın şekli rengi her şeyi değişir. Bugün ABD’ye kafa tutarken ve her cephede perişanlığı yaşatırken yarın içinizdeki sokak çetelerini dahi yenemezsiniz!
Irak, Afganistan, Suriye ve Libya’nın hâlini düşün! Düşün ve sakın uyuma Müslüman!
Mısır ve Arabistan’ın da şu an itibarıyla tam köle olduğunu da unutma! Çünkü ecdadımızın “su uyur düşman uyumaz” dediği günlerin tam merkezindeyiz.

AK Parti’nin zenginleri!

Bu ülkede tarih neden okutulmaz? Prof. Dr. Justin McCarthy’nin “Ölüm ve Sürgün” eserini gençler neden bilmez? Tarih dersleri gittikçe neden azaltılır? Bütün bunları sadece sınav sistemine odaklanan yeni MEB bakanımız düşünedursun, gerçek sebebi işte bugünler içindir. II. Abdülhamid Han Türkiye’si ile sonrasında 1922’ye kadar devam eden süreçte neler yaşandığını anlamayanlar bugünkü savaşta da mevzilerini terk etmeye hazırlanan fareler gibi hareket hâlindeler.
Hâlbuki Sayın Başkanımız “dolar ve altınlarınızı TL’ye çevirin” diyerek son savaşın hedefini gösterdi. 15 Temmuz’da çıkın meydanlara dediğinde millet cansiparane yürüdü ve 251 şehit binlerce yaralı vererek düşmanı kahr u perişan etti. Seçimlerde de mevzilerini terk etmeden aynı kararlılıkla desteğini sürdürdü.
Hâlbuki aynı mücadeleyi şimdi para babalarında göremiyoruz. Para candan daha mı kıymetli, vatandan daha mı önemli? Şayet önemli diyorlarsa AK Parti döneminde parasına para katan bu zenginleri millet tanımalı. Zira Gezi olaylarında ve sonrasında, karşı zevatın parasına nasıl kıydığını gördük. Müslümana ne oluyor ki para deyince yüreğinin yağı eriyor!
Evet, Başkanımızın çağrısıyla buyurun bakalım! Başkanımızın ifadesiyle iki yıldır devam etmekte olan tam bağımsızlık savaşına, 15 Temmuz, el-Bab ve Afrin şehitlerimize vefa kampanyası başladı. Şimdi ey milyar dolarlık adamlar! Şehadet değil dolar bozdurma listesinde yerlerinizi almak zamanıdır. Memleket yanıyor, görmüyor musunuz? Azıcık milliyetçi olun! Vatan elden gittikten sonra sizin adamlığınız, Müslümanlığınız ve Türklük şuurunuz neye yarar ki? Canlarını feda edenlerden utanın! Şehitlerin kanına layık olamazsanız bu mübarek kanda boğulup gidersiniz! Neyi bekliyorsunuz, doların 12 lira olmasını mı? Duyun-ı umumiyeyi mi? En tepeden en alta herkes dolarlarını bozdursun ve rakamlar açıklansın.
Bu arada seçimden önce yurt dışına çıkartılan para miktarları ve sahipleri açıklansın. 30 milyar dolar nakden getirsinler. Ama kredi gibi göstererek değil, direkt olarak getirsinler.
Dolar spekülatörleri açıklansın ve takip edilsin; tünel, köprü, Marmaray, havalimanı, yol vs. devlet ihalelerinden payını alanlar haydi vefa borcunuzu ödeyin. Şirket şirket, isim isim açıklanarak medya önünde ne kadar dolar bozdurduğunuzu gösterin haydi… Merak etmeyin 15 Temmuz şehitleri gibi sizin de anıtınız dikilir. Gönüllere taht kurarsınız.
Aksi takdirde sadece paranızdan olmayacaksınız, canınızdan, kanınızdan, ülkenizden, eşinizden, çoluğunuzdan, çocuğunuzdan da olacaksınız. Sözlerim size vızıltı geliyorsa “Zağra Müftüsünün Hatıraları” eserini okuyunuz. Paralarınızın kimler tarafından nasıl afiyetle yenildiğini göreceksiniz.
Bu arada size şunu da hatırlatayım. Helal parayı vermek dağıtmak kolay, haram parayı vermek dağıtmak çok zordur. Böylece paranızın muhasebesini de yapmış olacaksınız!
Kaldı ki sizden para isteyen de yok. Sadece ülkenize güvenin ve dolarlarınızı ülkenizin parasına çevirin deniliyor.
Amerika’nın parasına güvenenleri Cenab-ı Hak yarın ahirette Amerikalılarla haşretsin!

TEFEKKÜR

Sürahi şikest olsa kadeh ortada kalmaz
Ey sâki baş gitse ayak payidâr olmaz

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

2. “Çiftlik Bank” vakasında 50 milyon liralık hindi çiftliği vurgunu!

Kamuoyunda ‘Çiftlik Bank’ dolandırıcılığı olarak bilinen olayın bir benzeri Ankara’da yaşandı. Bir kamu kurumunda memur …

Bir yanıt yazın