Türk siyasi hayatında bitmek bilmeyen çok tehlike içerikli parodiler sahnede. Türk siyasetinde siyasi liderin aklı her şeyin üstünde yer alır. Tabi ki imitasyon danışmanlar ve liderleri çepeçevre saran yönetim kademeleri, yanlışı doğru, doğruyu yanlış olarak dayatan ve yalakalığı itaat olarak tanımlayanlar lider sultasının öznesini oluşturuyorlar.
Anadolu’muzda çok güzel bir söz vardır. “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” diye. Bu halk dili ile söylenen sözü Millet İttifak’ı için güçlü bir şekilde dillendirmek istedim. Millet İttifak’ında yer alan beş benzemezler sürekli olarak birbirlerini tırtıklıyorlar. Niye biliyor musunuz? Bunların seçim kazanma gibi derdi yok da ondan.
Düşünün Meral Hanım şu an siyasi hayatı referandum ile sona eren parlamenter sistemi geri getirmek için çağrıştırmalar yapıyor, olmayan bir makama talip olduğunu açıklıyor. Bu çağrışmayı çok gülünç buluyorum. Siyasi hayatı sona eren bir makama talip olmak ne demek? Parlamenter sistemi güçlendirerek geri getirip cumhurbaşkanı adayı değil de başbakan adayı olacağını açıklayan Meral Hanım hangi tesadüfün veya neyin peşinde?
Türk siyasi hayatına giren yaklaşık 3 yıldır da hayatımızda yer alan partili cumhurbaşkanı sistemi öyle sanıldığı kadar kolay değişecek bir sistem değil. Diyelim ki Millet ittifakı iktidar oldu. Yasa gereği 2 yıl içerisinde seçime gidecek. Seçime gitmeden önce de referandum yapması gerekecek. Referandumdan da geçtiğini varsayalım. Parlamenter sistemde Ak Parti’nin tekrar iktidar olmayacağının garantisini kim verecek peki?
Bu işler öyle bol keseden atmaya benzemez. Şimdi ana muhalefet lideri çıkıp diyor ki, Türkiye’de yurt sorunu var biz bunu bir yılda çözeriz. Yapmayın Allah aşkına siz hangi sorunları çözdünüz? Belediye seçimlerinde de öyle diyordunuz. Ne oldu peki? Sulara, toplu taşıma ücretlerine yüzde yüz zam yaptırdınız. Halk ekmek fiyatları iki katına çıktı. İşçilerin hiçbiri yerinde oynanmayacak dediniz, işçileri sokağa döktünüz. Şehirleri çöğ merkezleri haline getirdiniz. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Gelelim parlamenter sisteme. Parlamenter sistem bana göre, Türkiye’yi geri bırakmak için geliştirilen bir kukla sistemdir. Parlamenter sistem ile Türkiye yönetilmiş olsaydı; biz bugün Suriye’de, Libya’da Kafkaslarda destan yazamazdık. Küresel salgın yüzünden batar giderdik. Karar mekanizması işlemez, koalisyonlarla milletin anasını yıllarca ağlattıkları gibi ağlatırlardı. Memur maaşları için IMF’nin kapısında nöbet tutarlardı. Savunma sanayisi için Avrupa’nın kapısında el pençe dururduk. Yani bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama balık hafızalı olmayalım. Her şeyi bir anda unutup gitmeyelim. Uzun lafın kısası, parlamenter sistem abidik gubidik bir sistem olduğu için Türk milletine uygun değildir.
Şimdi gelelim ölü doğan parlamenter sistemini öven Meral hanımın açıklamasına. Bu açıklama bana NATO’yu hatırlatıyor. Sakın NATO ne alaka? demeyiniz. Bildiğiniz gibi, NATO’nun da Millet İttifakı ile çok güçlü bir benzerliği var. NATO, Türkiye’nin de üyesi olduğu bir ittifak. İttifaktaki ülkeler birbirini dost görecek ve hepsi aynı şemsiyenin güvencesi altında bulunacak. Atıyorum biri Türkiye’ye saldıracak olursa, ittifakın diğer ülkeleri de saldırının kendisine yapıldığını saymış olacak ve savaşta Türkiye’nin yanında yer alacak. Sözde kuruluş gayesi bu NATO’nun. İyi de bunun Millet İttifakı ile ne ilgisi var diyeceksiniz.
Onu da açıklayayım. İyi Parti ile CHP ve ittifakın diğer üyeleri NATO gibi hareket ediyorlar. NATO’da yer alan ABD de Türkiye’nin müttefiki gibi görünüyor ama her ne hikmet ise her fırsatta kedi gibi Türkiye’yi tırmıklıyor. Türkiye’yi bitirmek istiyor. Özet olarak Millet İttifakın beş benzemezinin de derdi iktidar olmak değil, birbirlerini tırmıklamak ve ülkeyi yeniden koalisyonlara mahkum etmek istiyorlar.
Meral hanım başbakan olacağını açıklamakla aslında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık yolunu kesiyor. Ben aday olmayacağım sen de aday olma anlamında bir kurnazlık peşinde. Meral Hanım 30 Ağustos’taki açıklamasında İstanbul’un Fatihi olarak tanımladığı İmamoğlu’nun yolunu açıyor. İyi güzel de Meral Hanım, sen başbakan olacaksan, Kılıçdaroğlu ne olacak? Yani İYİ Parti olarak CHP’den daha fazla oy alacağınızı mı sanıyorsunuz? Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nu yeniden SGK’nın başına mı getireceksiniz? Şaka bir yana da İmamoğlu sanki Meral hanımın partisine geçecek gibi görünüyor. Başkent’in Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a methiyede bulunmayan Meral Hanımın bu yaklaşımı bizim zihnimizi karıştırmıyor değil.
Kaldı ki bana kalırsa Meral hanımın bu açıklaması kendi iradesiyle yaptığı bir açıklama da değil. İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı yapmak için kurgulanan ve bu açıklamalarla yol kestiren gizli bir irade var. Yani Millet İttifakını bu gizli irade veya merkez yönetiyor. Çünkü gizli işler fazla gizlenmez. Partili Cumhurbaşkanı sistemini öne süren Meral Hanım, 15 Temmuz’da da başbakan olacağını söylemişti. Bu gücü kimden alıyor, akıl hocası kim bilmiyorum ama, yukardan da açıkladığım gibi, bir gizli el Millet İttifakını yönetiyor, akıl hocalığı yapıyor.
Sebep şu Erdoğan gitsin de ne olursa olsun anlayışı bizi tekrar diz dövdürmeye götürür. Tıpkı Özallı dönemlere kızıp da Demirel’i tekrar bu milletin başına musallat eden anlayış, şimdilerde de Erdoğan’ı gözaltına almış. Ama nafile. Devir Özal’ı yıktıkları devir değil artık.
Göz Atmak İster misiniz?
Tüketiciyi aldatanlara 11 ayda 223,9 milyon lira ceza kesildi!
Reklam Kurulu’nun kasım ayı toplantısında kasım indirimleri ile ilgili yapılan uygunsuzluklarla ilgili 151 dosyaya 19 …