Ukrayna’nın işgali ve ne işe yaradığı belli olmayan NATO!

Dünya emperyalizmin kuklası olmuş. Dünyayı yöneten 5 sömürgeci devlet kendilerinin kurmuş oldukları düzen üzerinde istedikleri gibi at koşturup duruyorlar. Baş aktör ise iki süper emperyalist devlet. Biri Rusya diğeri ise ABD’dir. Bunlar kendi aralarında kurmuş oldukları oyun kuralları gereği birbirilerine pas atıp duruyorlar. Zorlandıklarında ise, istedikleri zaman topu taca atabiliyorlar.
Daha düne kadar Ukrayna’ya yanınızdayız diyen ABD, İngiltere, Fransa, AB ülkeleri en önemlisi NATO Rusya’nın işgali sonrası adeta dilini yutup sus pus olmuş durumdalar. Çünkü bu sömürgeci şeytani düşünceye sahip olan emperyalistler aynı deliğe pisliyorlar. Niyetleri de aynı, yönetildikleri ağababaları da aynı. Türkiye’nin iki dostu kavgaya tutuşturuluyor. Şimdi tarafını seç diye dayatacaklar. Tıpkı Suriye’de olduğu gibi.
Türkiye, NATO üyesi olabilir ama kavgaya tutuşturulan iki daimi dostunu küstürecek bir yanlışta bulunmamasını arzuluyoruz. Çünkü bu operasyon Türkiye’ye karşı çekilen bir operasyon olduğunu düşünüyorum. Türkiye’yi ekonomik ve siyasi yönde zayıflatmak, aynı zamanda kuşatmak üzere geliştirilen bir projedir. Ukrayna’nın özellikle savunma sanayinde Türkiye ile çok güçlü hayalleri ve işbirlikleri var. Bu hayaller Rusya vasıtası ile yıkılmak istenmektedir.
Türkiye, dış politikasını ulusal çıkarlarını bu tehlikeyi dikkate alarak dizayn etmelidir. Türkiye evet NATO ülkesidir. Peki bu nasıl müttefiklik? Hani ortaklar birbirilerini koruyacaktı? Peki ABD, neden Suriye’de PKK/PYD terör örgütlerine ortağı Türkiye’ye karşı aleni silah, askeri yardım sağlıyor? Bu davranışı ortaklık kültürüne nasıl uyduracaksınız? Sadece ABD mi? Diğer Avrupa ülkelerine de dikkat buyurun. Bu nasıl ortaklık ki birbirini koruma maksatlı kurulan ittifak birbirine düşmanlık yapıyor? Bu nasıl bir ittifak ki FETÖ terör örgütü marifetiyle ülke yönetimini değiştirmek istiyor? Hani ortaktık? Bu düşmanlık neden? Gerçekten de anlamış değiliz.
Bu hainlikler ışığında Türkiye’nin önüne tarihi bir fırsat gelmiştir. Bu düşmanlıkları ve NATO’nun kuruluş gayesinin dışına çıktığını bütün unsurlarıyla dile getirmeli ve garantiler almalıdır. Hal böyle olunca, bunların düşmanlıkları devam edecek olursa bizim de NATO da kalmamız doğru olmaz. Aslında bizim NATO’ya girmemiz yanlıştır. NATO ve AB üyeliği masalıyla uyutulan dev Türkiye, artık uyanmalıdır. Ulusal çıkarlarını daha çok sevmelidir.
Şimdi bize aslansın, kaplansın diyerek bizi gazlayıp yine NATO’nun emir eri yapmaya kalkışacaklar. Tıpkı Suriye’de olduğu gibi. Suriye’ye demokrasi getirelim, Esad’ı gönderelim ABD ile dünyayı yöneten 5 ülke bizi önce Esad ile kapıştırıp, kaçıp gittiler. Bizi Rusya ile komşu yaptılar. Bu nasıl bir ortaklık ruhudur sizi söyleyin. Lütfen aklı selim bir şekilde düşünelim. NATO şemsiyesi altındaki baş aktör ABD, demokrasi adıyla girdiği her ülkede kaos, ölüm ve bölünmelerle çıktığını artık görelim. Örnek mi arıyorsunuz? İşte Irak. İşte Afganistan. İşte Suriye ortadır. Türkiye, “NATO’nun en güçlü müttefikidir” masalıyla mayınlı alanlara çekilmek isteniyor. Aman dikkat! Kendimize savaşacak yeni bir cephe daha açmayalım. Doğumuzda NATO üyelerinin besleyip destekledikleri PKK, Güneyimizde keza NATO’nun üye ülkelerinin ve ABD’nin desteklediği PYD ile Rusya, batımızda ise ezeli piyon bitmek bilmeyen düşmanlığı olan Yunan keferesi, fırsat kollayan diğer düşman bazı NATO üyesi ülkeler.
Şimdi her kes tarafında NATO ne işe yarar? NATO’nun kuruluş gayesi nedir? Hangi durumlarda NATO‘ya üye ülkeler birlikte hareket ederler gibi çeşitli sorular sorulmaktadır. Bu sorulara cevap olabileceğini düşündüğümüz bilgileri NATO resmi sayfasında alıp sizlerle paylaşıyorum. Lütfen dikkatlice okuyalım. Savunma ortağımızın bizim başımıza örmek istediği çorapları bir bir görelim.

 

 

İŞTE KURULUŞ GAYESİNE GÖRE İŞLEMEYEN NATO

1. Kolektif savunma: Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), 1949 yılında kurulmuş olup, üye devletlerin halklarını ve topraklarını korumak amacıyla 29 Avrupa ve Kuzey Amerika ülkesinin oluşturduğu bir gruptur. İttifak, ‘kolektif savunma’ prensibi üzerine tesis edilmiştir; bu prensip, bir NATO Müttefikinin saldırıya uğraması durumunda tüm NATO Müttefiklerinin saldırıya uğramış sayılacağı anlamına gelir. Örnek vermek gerekirse, teröristler 11 Eylül’de Amerika Birleşik Devletleri’ne saldırdığında tüm NATO Müttefikleri, saldırı kendilerine yapılmış gibi Amerika’nın yanında yer almışlardır. NATO, 2014 yılından bu yana kolektif savunma konusunda Soğuk Savaş döneminden günümüze kadarki dönemde en büyük artışı gerçekleştirmiştir. Örneğin, Estonya, Letonya, Litvanya ve Polonya’ya dört çok taraflı muharebe grubu göndermiş bulunuyoruz. Bu grupların amacı, bir çatışmaya neden olmaktan ziyade olası bir çatışmayı önlemektir.
2. Dünya üzerindeki krizleri yönetmek: Yakın çevremizde istikrarı desteklemek ve ülkemiz sınırları içindeki insanları korumak, bazen sınırlarımızın ötesinde harekete geçmemiz anlamına gelebilmektedir. NATO, 1990’lı yıllarda Bosna ve Kosova’daki katliamın daha ileri boyutlara varmasına engel olmuştur. 2003 yılından bu yana NATO, Afganistan’ın uluslararası terörist gruplar için artık daha fazla sığınılacak bir liman olmamasına yönelik çalışmalara katkı sunmaktadır. NATO ayrıca, korsanlığın Afrika Boynuzu’ndan silinmesini de desteklemekte olup, 2016’dan bu yana Avrupa’daki mülteci ve göçmen krizinin üzerine gidilmesine katkı sağlamaktadır.
3. Terörizmle Mücadele: Afganistan’daki yerel güçlerin eğitimine 16.000 askerle katkı sağlayan NATO, terörizmle mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. NATO, IŞİD’e karşı Küresel Koalisyonun asli bir üyesi olup, AWACS gözetleme uçaklarımız, Koalisyon’a destek sağlamayı sürdürmektedir. Irak güçlerinin IŞİD’in ya da diğer terörist grupların yeniden ortaya çıkmasına engel olmaya yönelik çabalarına katkı sunmak amacıyla Brüksel Zirvesi’nde Irak için öngörülen yeni eğitim misyonunu başlatacağız. Yeni istihbarat Birimimiz, mevcut tehditlerin önceden görülüp bu tehditlere karşı konulmasında yardımcı olmaktadır. Bölgesel tehditleri izleyerek yapılan çalışmaları koordine etmek amacıyla, NATO, Napoli’de ‘Güney için Aktarım Merkezi’ tesis etmiş bulunmaktadır.
4. Partnerlerimizle birlikte çalışmak: Terörizm, korsanlık ve siber savaş gibi tehditler sınır tanımadığından, NATO, küresel partnerleriyle işbirliği yapmaya önem vermektedir. Bu sebeple, istikrarın ve güvenliğin yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla, dünya çapında 40’ı aşkın partner ülkeyle ve Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ve Afrika Birliğiyle birlikte çalışmaktayız.
5. Askeri Birlikler ve Teçhizat: NATO bir misyon yürüttüğünde, birleşik NATO komutası altında görevlendirilmek üzere NATO Müteffiki olan her ülke ayrı ayrı askeri birliği ve gerekli teçhizatı sağlamayı taahhüt eder. Bu birlikler, “NATO güçleri” olarak bilinmektedir. NATO’nun elindeki tek askeri teçhizat, AWACS (Havadan Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi) gözetleme uçağı filosudur. NATO, Küresel Şahin insansız hava araçları için de bir imkan ve kabiliyet geliştirmektedir.
6. NATO’nun Komuta Yapısı: Çok sayıda ülkenin birlikte çalıştığı bir ortamda, net bir komuta zincirinin oluşturulması yaşamsal önem taşımaktadır. Tüm üye devletlerin askeri ve sivil personeli, NATO’nun Komuta Yapısı dahilinde her gün birlikte çalışmaktadır. ‘Belçika’nın Mons kentinde bulunan Müttefik Harekat Komutanlığı ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Norfolk kentinde bulunan Müttefik Dönüşüm Komutanlığı, bu yapının içinde bulunan üst düzey iki Stratejik Komutanlıktır. Bu amaç doğrultusunda, NATO’nun Komuta Yapısı, askeri güçlerimizin Avrupa’da daha hızlı hareket etmesine ve Atlantik’teki deniz haberleşme hattının erişilebilir ve açık tutulmasına imkan verecek şekilde modernize edilmektedir.
7. NATO’nun finansmanı: Her NATO üyesi ülke, İttifak’ın işleyişi için gerekli masrafların karşılanmasına katkı sunmaktadır. İttifak’ın sağladığı en büyük katkı, NATO’nun yönettiği misyon ve harekatlara katılım şeklinde gerçekleşmektedir. Örneğin, üye ülkelerden biri savaş uçağı sağlarken, diğeri de gemi, teçhizat ya da askeri birlik temin edebilmektedir. NATO Müttefiki olan ülkeler, NATO personeli ve tesisleri, NATO’nun Komuta Yapısı ile AWACS uçakları gibi üyelerin müştereken sahip olduğu ekipmanların masraflarını karşılamak amacıyla NATO’ya doğrudan finansman sağlar.
8. Savunma Harcamaları: 2014 yılında gerçekleştirilen Galler Zirvesi’nde, NATO Müttefiki olan ülkeler, savunma harcamalarında gidilen kesintileri durdurmak; 2024 yılı itibariyle GSMH’den savunmaya ayrılan payın %2 olmasını ve bu payın %20’sinin de temel teçhizata harcanmasını sağlamak amacıyla savunmaya daha fazla ve daha iyi nitelikte yatırım yapmayı taahhüt etmişlerdir. Bu konuda ilerleme kaydetmekteyiz. Geride bıraktığımız dört yıl zarfında, NATO Müttefiki olan Avrupa ülkeleri ve Kanada, savunmaya 87 milyar Dolar daha fazla harcama yapmıştır.
9. “Açık Kapı” Politikası: Açık Kapı Politikası, NATO’nun kurucu ilkelerinden biri olup, Avrupa-Atlantik bölgesinde bulunan tüm ülkelerin, üyelik için gerekli standart ve yükümlülükleri karşılamaları, İttifak’ın güvenliğine katkı sağlamaları ve NATO’nun demokrasi, reform ve hukukun üstünlüğü gibi değerlerini paylaşmaları durumunda NATO’ya katılabileceği anlamına gelmektedir. 1949 yılından bu yana, NATO’nun üye sayısı 12 ülkeden 29’a çıkmıştır. 2017 yılında, NATO İttifak’ına 29. Üye ülke olan Karadağ katılmıştır.
10. Siber Savunma: Siber saldırılar, siber savunmayı NATO için en öncelikli konu haline getirerek, giderek daha yaygın, daha sofistike ve daha tahrip edici bir hal almaktadır. Esasen NATO, siber uzayı, kara, deniz ya da hava gibi bir ‘harekat alanı’ şeklinde kabul etmektedir. NATO, mevcut tehditlerle ilgili bilgi paylaşımında bulunarak, eğitime yatırım yaparak ve düzenlediği tatbikatlarla Müttefiklerin siber savunmalarını güçlendirmelerine yardımcı olmaktadır. NATO’nun ayrıca, saldırı altındaki Müttefiklere yardımcı olmak amacıyla gönderilebilecek siber savunma uzmanları bulunmaktadır.

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Emekliyle asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz

Asgari ücretli ve emekli vatandaşların enflasyona ezdirilmeyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kırmızı ette fiyatları düşürecek …

Bir yanıt yazın