Yargıtay, cinsel tacizi babacan tavır olarak karara bağladı!

Bursa’da bir kamu kurumunun müdürü, bayan memuru taciz etti. Olay sonrası gözyaşlarına boğulan genç kadın, konuyu yargıya taşıdı. Yargıtay, ‘Müdür babacan tavır sergilemiştir’ diyerek kararı bozdu.
Bursa’da bir kamu kurumunun müdürü iddiaya göre odasına çağırdığı bayan memura, “Maşallah, çok güzelsin, fıstık gibisin” diyerek kalçasını elledi.
Gözyaşlarına boğulan genç memur, olayı önce arkadaşlarına anlattı, sonra yargıya taşıdı. Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ‘basit cinsel saldırı’ davasında kurum müdürü mahkumiyete çarptırıldı.
Sanık müdür, kararı temyiz etti. Yargıtay 14. Ceza Dairesi, kalçaya elleme yoluyla gerçekleştirildiği iddia edilen cinsel saldırı olayında müdürün babacan tavırla hareket edip etmediğinin yeterince araştırılmadığına dikkat çekti.
Kararda şöyle denildi:
YARGITAY, EYLEMİN CİNSEL AMAÇLA GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ ŞÜPHELİ DEDİ
“Olayın intikal şekli ve zamanı, tarafsız tanık K3’nin iş yerinde gördüğü sanığın babacan bir tavırla hareket ettiğine dair ifadesi ortadadır. Diğer tanık beyanları, CD içeriği ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın aynı yerde birlikte çalıştığı mağdurenin vücuduna dokunması şeklindeki eyleminin cinsel amaçla gerçekleştirildiği hususunun şüphede kaldığı ve mevcut haliyle cezalandırılmasına yeter başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından, müsnet suçtan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır. Sanık avukatının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bozulmasına oy çokluğu ile karar verildi.”
Karara şerh koyarak karşı oy kullanan Yargıtay 14. Ceza Dairesi üyesi ise, manifesto niteliğinde ifadeler kullandı.
“ÇOĞUNLUĞUN GÖRÜŞÜNE İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR”
Mahkeme kararının onaylanması gerektiğinde görüş belirten üye, “Ceza yargılamasının esas amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu bakımdan hakim davayı muhakeme kuralları gereğince huzurunda görecek, olayı ilk günkü haline götürecek bu konuda yüz yüzelik ilkeleri gereğince sanık ile mağduru dinleyecek ve gözlemleyecek, elde ettiği delillerle vicdani kanaati ile hüküm kuracaktır. Delil tüm davalarda hükme ulaştıracak kurucu unsurdur. Bu bakımdan en hassas suçlar cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarıdır. Bu suçlarda mağdur ile sanık arasında geçen eylem genellikle yapısı gereği tanık olmadan ve bariz delil bırakılmadan işlenen suçlardır. Bu açıdan Yargıtayca davanın temelini oluşturan delillerden en önemlileri, mağdur beyanı, doktor raporları, psikolojik inceleme evrakları, sanık ve mağdurun bulundukları çevre, aralarındaki yakınlık ve husumet incelemeleri olarak kabul edilmiştir. Öte yandan tanıdık kişiler (akraba, komşu, öğretmen, iş arkadaşı, amir v.b) tarafından gerçekleştirilen cinsel istismar ve saldırı vakalarında mağdurların bu kişilerle olan geçmiş ilişkileri, yakınlık düzeyleri olay öncesi ilişkilenme biçimleri ve daha sonra mağdur ile aynı çevrede kalmaya devam etmeleri sebebiyle ivedi biçimde şikayette bulunmamaları mağdurun aleyhine yorumlanmamalıdır. Çünkü bu kişiler hakkında yasal müracaatta bulunma konusunda tereddüt yaşadıkları ve yabancı failler konusunda gösterdikleri kararlılıkları kimi zaman gösteremedikleri bilinen bir gerçeklik olarak kabul edilmiştir. Sanığın bir kamu kurumu şubesinde müdür, katılanın da aynı şubede memur olarak çalıştıkları, o sebeple sürekli bir araya geldikleri, katılanın iddiasına göre sanığın zaman zaman ‘Maşallah, çok güzelsin, fıstık gibisin’ şeklinde kendisine laf attığı, olayın olduğu gün iş yeri kapısında karşılaştıkları sırada sanığın katılanın kalçasını ellediği ve katılanın karşı çıkması üzerine sanığın ‘Sen benim kızım gibisin’ diyerek olayı geçiştirmeye çalıştığı ancak bu olay sonrası katılanın ağlamaya başladığı ve olayı diğer arkadaşlarına anlattığı ortadadır. Son olayın oluş şeklinin dinlenen tanıklara mağdur tarafından hemen aktarıldığı, tanıklar K6, K5 ve K4 tarafından benzer şekilde doğrulandığı gibi o sırada şifre almak için şubede bulunduğu anlaşılan tanık K3’ın da olayı doğruladığı anlaşılmakla katılanın sanığı suçlaması için aralarında başkaca geçmişe dayalı bir husumetin bulunmaması da dikkate alındığında, sanığın olay günü katılana yönelik sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçunu işlediği sabit olduğundan mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir” ifadelerini kullandı.
YARGITAY’DAN OLAYLA İLGİLİ BİR AÇIKLAMA DAHA GELDİ
Öte yandan Yargıtay Genel Sekreterliği, Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesinin, Bursa’da kamu kurumunda müdür olan sanığın kadın memura yönelik elle tacizini ‘babacan tavır’ olarak nitelendirdiğine ilişkin kararıyla ilgili basında yer alan haber ve yorumlarla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Bursa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesinin 20 Eylül 2013 tarih ve 2011/458 Esas, 2013/411 Karar sayılı ilamı ile sanık Vakkas Ç. hakkında C.Ç.’ye yönelik ‘basit cinsel saldırı’ suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve adli kontrol kararı verildiği hatırlatıldı. Sanık avukatının temyizi üzerine ilgili kararın Yargıtay 14. Ceza Dairesince yapılan inceleme sonucunda kamuoyunda da yer aldığı gibi “Olayın intikal şekli ve zamanı, tarafsız tanık G.’nin iş yerinde gördüğü sanığın babacan bir tavırla hareket ettiğine dair ifadesi, diğer tanık beyanları, CD içeriği ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın aynı yerde birlikte çalıştığı mağdurenin vücuduna dokunması şeklindeki eyleminin cinsel amaçla gerçekleştirildiği hususunun şüphede kaldığı ve mevcut haliyle cezalandırılmasına yeter, başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından, müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” gerekçesi ile oy çokluğu ile bozulduğu belirtildi.
YARGITAY: KARARDA TANIĞIN İFADESİ ETKİLİ OLDU
Açıklamada “Dosya ve karar tetkik edildiğinde ilgili dairenin sanığın mağdureye yönelik kalçasına dokunmak şeklinde gerçekleştiği iddia edilen eylemin ‘babacan’ tavırla olduğunu kabul ederek, sanığın beraat etmesi gerekçesiyle bozma kararı vermediği, tarafsız tanık G’nin 26 Şubat 2013 tarihli duruşmada mahkemede verdiği ‘Şubeden çıktığım sırada bir bayan içeri giriyordu, müdür bey de dışarı çıkıyordu, o arada aralarında bir şeyler konuştular, ben müdür beyin de bayanla şakalaştığını düşündüm, aralarında herhangi bir şekilde tartışma ya da itiraz şeklinde konuşma da olmadı, gerçi tam olarak ne konuştuklarını da duymadım, ancak ortamda nahoş bir durum yoktu, daha sonra yanlarından geçip gittim’ şeklindeki beyanı da gözetilerek, eylemin cinsel amaçla gerçekleştirildiği hususunun şüphede kaldığı ve mevcut haliyle cezalandırılmasına yeter, başkaca delil bulunmadığı kanaatiyle ilk derece mahkemesinin kararını bozduğu, yerel mahkemesine gönderilen dosyanın halihazırda derdest olup yargılamasının devam ettiği anlaşılmaktadır” denildi.

Hakkında Editör

Taraf olmayan, habercilik yapan Ekonet Haber, bağımsız özgür, tarafsız habercilik ilkesini benimsemiş olup, hakkın ve haklının yanında yer almayı ilke edinmiştir.

Göz Atmak İster misiniz?

AYM, İçişleri Bakanlığı’nın pasaport verme yetkisini iptal etti!

Anayasa Mahkemesi, İçişleri Bakanlığınca memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunanlara pasaport verilmemesine ilişkin yasa …

Bir yanıt yazın