Yeni Yıl ve Maneviyat

Aziz Dağtekin Yazdı

Yeni bir yılın başlangıcı, dünya çapında pek çok insan için büyük bir sevinç ve kutlama zamanıdır. İnsanlar yılın bitişini ve yeni bir dönemin başlangıcını, genellikle sevinçle, eğlenceyle ve bazen de çılgınca bir özgürlük duygusuyla karşılarlar. Ancak bu kutlamaların, insanın ölümlü varlık olduğunu ve her geçen günün, bir ömrün sona yaklaşması anlamına geldiğini unutma eğilimiyle yapılması, bazen yüzeysel bir mutluluğun ötesine geçemez. Yılbaşı geceleri, insanların hayatı bir kutlama anı olarak görmek istemeleri, aynı zamanda derin bir maneviyat eksikliğini de gözler önüne sermektedir.

Bir yılı daha geride bırakırken, genellikle yaşlanmanın ve zamanın hızla geçtiğinin farkına varmamız gerekir. Yaşlandığımıza sevinç duymak, hayatın hızla geçmesinin ironik bir yansımasıdır; bu sevinç, bazen bir tür kaçış veya unutma arzusunun tezahürüdür. Ancak asıl önemli olan, insanın yaşamını ne kadar anlamlı kıldığı ve bu geçici dünyada arkasında nasıl bir miras bıraktığıdır. İnsan, ölüm anına hazırlıksız yakalandığında geride bırakacağı şey sadece maddi varlıklar ve hatıralar değil, aynı zamanda manevi izlerdir. Öyleyse, gerçek anlamda yeni bir yıl kutlaması, yalnızca eğlence ve sevinç değil, aynı zamanda insanın manevi sorumluluklarını, ahlaki değerlerini ve sonlu bir yaşamın ne kadar değerli olduğunu hatırlamak olmalıdır.

İslam ve diğer büyük dini öğretiler, ölümün kaçınılmaz ve doğal bir süreç olduğunu vurgular. Bu bakış açısına göre, hayatın her anı bir hediye olarak kabul edilmelidir. Yeni yıl kutlamalarındaki neşenin, hayatın geçici olduğunu unutmamıza engel olmaması gerekir. Zira bir yıl daha geçmekle birlikte, insanın ömrü bir adım daha kısalır. Her yeni yıl, aynı zamanda bir adım daha ölüme yaklaşmak demektir.

İnsan, ölümün bir son olmadığını, aksine bir başlangıç olduğunu bilmelidir. İnançlı bir birey için ölüm, bir yolculuğun sonu değil, başka bir aleme, ahirete geçiştir. Ölüm anı geldiğinde geride bırakılan sadece maddi varlıklar ve dünya üzerindeki yaşam izleri değildir; daha önemlisi, insanın inançlarına ve manevi değerlerine verdiği önemdir. Gerçek anlamda mutlu olmak, ölümden önce hayatını doğru bir şekilde yaşamak ve her anı maneviyatla doldurmakla mümkündür.

Yeni bir yıl kutlamaları, insanın geçmişini gözden geçirmesi ve geleceğe yönelik doğru bir yol haritası çizebilmesi için bir fırsat sunar. Ancak kutlamalar sadece eğlenceyle sınırlı kalmamalıdır. İnanç, yeni yılın maneviyatını güçlendirmek için önemli bir araçtır. İnançlı bir birey için yeni yıl, sadece yeni bir sayfa açmak değil, aynı zamanda Allah’a karşı sorumlulukları hatırlamak, ahlaki değerleri yeniden gözden geçirmek ve insanlığın ortak iyiliği için çaba harcamak anlamına gelir.

Hazırlıksız yakalanan ölüm, geriye dönüp bakıldığında pişmanlıkları beraberinde getirir. İnsanlar, ölümün bir anlık bir olay olmadığını unutarak, onu hep uzak bir şey olarak görürler. Oysa ölüm, her an gelebilecek bir gerçektir. İman sahibi bir kişi, ölümün ne zaman geleceğini bilmediği için, her anını doğru yaşamalıdır. Yeni yıl, bu farkındalığı geliştirmek ve hayatı Allah’ın rızasına uygun bir şekilde sürdürmek için bir hatırlatmadır.

Her birey, geride bıraktığı insanlar ve topluluklar üzerinde izler bırakır. Bu izlerin en önemli olanı, maddi değil, manevi olanlardır. İnsanın geride bıraktığı insanları ağlatan değil, onları öğütleri ve iyi halleriyle hatırlatan bir hayat sürmesi, gerçek anlamda değerli bir yaşamdır. Yeni yıl, geçmişin hatalarını düzeltmek ve geleceğe umutla bakabilmek için bir fırsattır. Bu dönemde yapılacak olan manevi dönüşüm, yalnızca bireysel huzur için değil, aynı zamanda toplumun huzuru için de kritik bir öneme sahiptir.

Bir insanın yaşarken örnek aldığı ve takip ettiği inançları, ölümünden sonra da yaşar. Onun öğütleri, değerleri ve ahlaki duruşu, geride kalanlar tarafından hayatlarına dokunarak devam eder. İnsanlar, öldüklerinde geride sadece bir anı değil, onların ahlaki değerlerini ve inançlarını da taşır. Gerçek miras, işte bu manevi değerlerin, doğruluğun, sevginin ve adaletin kuşaktan kuşağa aktarılmasıdır. Bu miras, insanları güzele ve iyiye yönlendirir.

Yeni yılın kutlanması, insanın ahiretteki kaderini de etkileyen bir başlangıç olabilir. Fakat bu, sadece eğlenceli etkinliklerle sınırlı kalmamalıdır. Bir yıl daha başlamadan önce, insanın kendisini Allah’a karşı sorumlu hissetmesi, hayatına manevi bir yön vermesi gerekir. Her birey, ölümün ne kadar yaklaştığını ve ahirete hazırlıklı olup olmadığını sorgulamalıdır. Bunun için, insanın içsel huzura ve ahlaki olgunluğa ulaşması gerekir. İnançlar, insanı doğru yolda tutmak, vicdanını ve kalbini arındırmak için en güçlü kaynaktır.

Yeni yıl, sadece dışsal bir değişim değil, içsel bir yenilenmenin de başlangıcı olmalıdır. Maneviyatı güçlendiren ibadetler, dua, sadaka verme, insanlara yardım etme ve sabır gösterme gibi uygulamalar, insanın hem ruhunu hem de toplumunu güzelleştiren adımlardır. Yılın başlangıcında bu adımların atılması, insanı ahirete hazırlayan ve gerçek mutluluğu sağlayan bir yolculuğa çıkarır.

Yeni yıl, geçici dünyada bir yıl daha yaşamanın sevinci değil, insanın ömrünün nasıl geçtiğini sorgulaması ve ahirette nasıl bir sonuca ulaşacağını düşünmesidir. Yaşlandığımıza sevinmek yerine, her günün kıymetini bilerek, ölümle yüzleşmeye hazırlıklı olmalıyız. Gerçek kutlama, yalnızca dünya hayatının değil, ahiret hayatının da sorumluluğunu üstlenmek ve bu sorumluluğu yerine getirmektir. Yeni yıl, sadece geçmişin hatalarından ders almak ve geleceğe umutla bakmak için bir fırsat değil, aynı zamanda manevi anlamda bir dönüşüm ve arınma dönemidir.

Yeni yıl, insanın manevi yolculuğunda bir adım daha atmak, ölüme ve ahirete dair sorumlulukları hatırlamak için bir hatırlatıcıdır. Bu yolda, insanın inançları ve değerleri her şeyden önce gelir.

Hakkında Aziz Dağtekin

1960 yılında Elazığ'da doğdu. Öğrenimini İstanbulda tamamlayarak gazetecilik mesleğine 1983 yılında başladı. sırasıyla Hergün, Bulvar, Hürriyet ve Türkiye Gazetelerinde muhabirlik ve yazı işleri kadrolarında görev aldı. Basın sektöründen 2006 yılında emekli oldu. Halen idare yeri Adana olan ve Ulusal yayın yapan Netinternet, Ekonet Haber, Eko İntenet Haber sitelerinde Genel Yayın Yönetmenliği ve ekonomi ile alakalı yazı ve yorumlar yazmaktadır. Gazetecilik mesleği yanısara sigortacılık, pazarlama ve finans sektöründe üst düzey yöneticiliklerde bulundu. Sırasıyla İhlas Barter ve Turk Barter'da franchise ve bölge müdürlüğü görevlerinde yer aldı. 2005 yılında Turk Barter'dan ayrılarak Anadolu Barter'ı kurdu. Halen 13'e yakın şubesiyle faaliyet gösteren Anadolu Barter'ın Yönetim Kurulu Başkalığını yürütmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olan Gazeteci-Yazar Aziz Dağtekin halen Basın Konseyi üyesi ve Adana'da Kurulu bulunan Çukurova Güreş Vakfı ile Elazığlılar Kültür ve Dayanışma Derneğinin de kurucu üyesidir.

Göz Atmak İster misiniz?

Suriye petrolüne göz diken Almanya ile Fransa Dışişleri bakanlarından Şam’a ziyaret

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Suriye’nin başkenti Şam’a geldi. …

Bir yanıt yazın